Cinsiyet eşitliği, ekolojik yönetim, katılımcılık, yerel meclisler gibi temel politikalar ile belediyelere yeni bir anlayış ve yönetim tarzını getirmeyi hedefleyen HDP, toplumun kimlik, inanç, cinsiyet gibi tüm farklılıklarını gözeterek, taleplere cevap olma iddiasında. Bir yanında gecekondu mahalleleri bulunan diğer tarafında ise gökdelenler ve rezidanslar yükselen Ataşehir'in HDP’li Belediye eşbaşkan adayları Avukat İnci İncesağır ve Reşit Çeliktepe, HDP'nin ekolojik yönetim ve cinsiyet eşitliği politikaları ile Ataşehir'in sorunlarına cevap olacağını söyledi.
HDP'nin, kadınların partisi olduğunu belirten HDP Ataşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı İnci İncesağır, "Kadınların bu manzaradan hoşnut kalacaklarına eminim. Erkeklerle hayatı her bakımdan yüzde elli yüzde elli paylaşıyoruz. Asıl olması gereken de budur. Hayata katılma anlamında kadınlara yönelik çok ciddi bir ayrımcılık var" dedi. Her yerde kadın erkek ayrımcılığını gözlemlemenin mümkün olduğunu belirten İncesağır, HDP'nin daha HDK aşamasındayken bile cinsiyet eşitliği konusundaki tavrının net olduğunu söyledi. HDP'nin bir kadın partisi olduğunu, kadınların HDP'de rengarenk bir görüntü oluşturduğunu ifade eden İncesağır, diğer siyasi partilerin de HDP ve BDP'de kadınların her alanda olduğunu göreceklerini ve buna alışacaklarını ifade etti.
HDP olarak yukarıdan aşağıya bir hiyerarşiyi ve iktidar kavramını kabul etmediklerini söyleyen İncesağır, "Biz de her zaman aşağıdan yukarı yürüyen bir sistem ve karar mekanizmaları vardır" dedi. Bu mekanizmaların yerel yönetim sistemiyle bire bir hayat bulacağını dile getiren İncesağır, "Bu seçimler o anlamda da çok önemli. Yerel yönetim demek sadece her yıl kaldırım taşlarının yenilenmesi demek değil. Bu anlamda özellikle kadınların dokunduğu her şey yerel yönetimle bire bir bağlantılıdır" diye konuştu.
"Biz değil, sizler bizi yönlendirin ve bizi yönetin. Biz de sizin ne ihtiyacınız varsa, ne talepleriniz varsa bunu karşılamaya yönelik çalışmalarımızı yapalım" diye halka seslenen İncesağır, "Eğer yerinden yönetim, yerellerin söz hakkının olduğu bir yönetim olsaydı, bugün ne HES faciaları yaşanırdı, ne Gezi'de o kadar canımızı kaybederdik, ne ODTÜ'deki çatışmalar yaşanırdı" değerlendirmesinde bulundu. Kent hakkında verilecek bir kararı halk ile birlikte vermek istediklerinin altını çizen İncesağır, "İnsanlardan tek beklentimiz gelsinler beraber karar verelim ve birlikte kendi istediğimiz hayatı oluşturalım" diyerek, herkesi HDP'ye çağırdı.
Ataşehir'in "beton ittifakı" diye tabir edebilecek bir ittifakın vücut bulduğu bir ilçe olduğunu vurgulayan İncesağır, "Burada AKP, CHP bütün düzen partileri el elle vererek, bu beton ittifakını, en canlı haliyle hayata geçirmiş durumda ve geçirmeye de devam ediyorlar" diye konuştu. Ataşehir'de adeta iki ayrı kent bulunduğuna dikkat çeken İncesağır, "Bir tarafta yoksullar, gecekondular var, bir tarafta da beton zemin üzerine inşa edilmiş plazalar, gökdelenler, rezidanslardan oluşan başka bir şehir var. Burada bunu çok net bir şekilde gözlemleyebilirsiniz" diyerek, yolsuzluk operasyonlarına değindi. İncesağır, "17 Aralık patlak verdikten sonra bütün dengeler alt üst oldu. Buna rağmen buradaki rant mücadelesi durmadı. Bunu biraz çuvalın içinden leblebi aşırırken, yakalanan çocuğun kaçar ayak son bir avuç daha alıp kaçmaya çalışmasına benzetiyorum, ama keşke bu kadar masum olsaydılar" diye konuştu.
Ataşehir'de önemli rant alanlarının olduğunu dile getiren İncesağır, "Adı çok geçen rant alanları var. Biri Gümrük alanıdır. Bu çok çok önemlidir. Bir diğeri de hal alanı. Burası ile ilgili kararların kesinlikle halk tarafından verilmesi zorunlu ve şart" vurgusu yaptı. İncesağır, "Artık biz Ataşehir'de gökdelen ve daha fazla rezidans istemiyoruz. Doğu ve Batı Ataşehir'deki o gayri insani bloklar şehirleşmenin çok net bir görüntüsüdür. Çocuklar toprağın kokusunu bile bilmez orda. Eğer karar halka ait olursa burada bambaşka bir Ataşehir doğar ve yeşerir" dedi.
AKP ile CHP arasında bir fark bulunmadığına dikkat çeken İncesağır, "CHP ve AKP aynı ve ikinci bir alternatif değil. İkisi arasında çok bir fark yok. Onlar eski bir belediyecilik anlayışını temsil ediyorlar. HDP burada bambaşka bir model, bambaşka bir yol öneriyor. Dolayısıyla onlar bir cephe ve biz HDP diğer bir cepheyiz" dedi. Mevcut sistem içerisinde insani bir hizmet ortaya koymanın mümkün olmadığını dile getiren İncesağır, şunları söyledi: "Ama HDP'nin önerdiği demokratik, özerk, yerinden yönetme yetkileri veren model insanların kendisi için neyin doğru neyin yararlı, neyin zararlı olduğuna karar verebilecekleri bir model. Ne AKP ne CHP bunu vaadedemez. Biz yeni Türkiye'yi kurmak isteyen ikinci ve doğru olan yoluz."
HDP Ataşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Reşit Çeliktepe de, halkın kendi kendini yönetme modelini savunduklarını belirterek, "Biz özellikle mahalle, ilçe, kent ve il meclisleri şeklinde olan örgütlenme modelini esas alıyoruz. Halk kendi kendini yönetmelidir. Esas aldığımız model yerelden yönetimdir. Örgütlü olmayan bir toplum köle bir toplumdur. Halk meclisleri, halkın kendi kendini yönetmesini savunuyoruz ve savunacağız" dedi. Ataşehir de yeşil alanın olmamasını eleştiren Çeliktepe, "Türkiye'nin bitki örtüsü bugün TOKİ olmuş, plazalar olmuş durumda. Örneğin, bir çocuk babasına 'baba bu ekoloji nedir?' diye sormuş. Baba, 'kure min ekoloji pancardır, yeşilliktir' diye cevap vermiş. Bu da bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Şimdi Ataşehir'e baktığımızda ise çocuklar betonla bire bir yaşıyor" dedi.
Projelerin halktan gelmesi gerektiğini ve halkın istekleri doğrultusunda yapılması gerektiğini belirten Çeliktepe, "Halktan gelen projeler bizim birinci derece dikkate alacağımız ve uygulayacağımız projeler olacaktır. Belediye bütçeleri halka ait olmasına rağmen 5 yılda bir hesap veren ya da soran var mı? Ama biz HDP olarak Ataşehir belediyesinde 45 günde bir belediyenin gelir ve giderlerini toplumsal alana, halka ilan edeceğiz. Geliri bu kadar gideri bu kadardır diye. Bu kadar şeffaf bu kadar açık olacağız" diye konuştu.
18.02.2014