“BAŞKAsıNA ihtiyacımız yok. Son sözümüz HAYIR”

26.01.2017

Eş sözcülerimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu’nun 24.01.2017 tarihinde yapmış oldukları basın açıklaması metni

Eş sözcümuz Onur  Hamzaoğlu , Türkiye’nin halk olarak yoksullaştığını, ekonomik krizin derinleştiğini söyledi. Hamzaoğlu, Türkiye’nin “Arap cennetine” dönüştürülmesinin önündeki ekonomik krize engel olamayacağını, “Belli ki Saray’ı gündeminde ekmeğimiz yok. İşsizlik arttı, Türkiye’yi yönetenler halklar arasında ikilemler yaparak politika yapmaya çalışıyorlar. En önemlisi de tarihimizi silmeye çalışıyorlar”  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin yönetim şekli artık fiilen değişmiştir. Bunun sadece hukuksal alt yapısını değiştirmek kaldı”, rejimin değiştirilmek istendiğini belirterek, “‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ‘in üzerini çizen ‘Egemenlik kayıtsız şartsız Cumhurbaşkanı’nındır.” bir değişiklik ile karşı karşıyayız”

 

HDK Eş sözcüsü Koçyiğit ise, bugünkü sürecin 1980 Anayasası’nın yapım sürecinden farksız olmadığını vurgulayarak, iki anayasa yapım sürecinde de değişiklik hakkında halkın bilgi sahibi olmadığını söyledi. Koçyiğit, “Ülke tekçi sistemi değiştiremediği için Anayasalarına değişiklikler yaparak var olan tehlikenin önüne geçmek istiyor. Bu ülkede şu koşullarda Anayasa ihtiyaç mıdır?” sorusunun sorulması gereklidir. “OHAL sürecinden geçildiği, basın kurumlarının kapatıldığı, topluma karşı ceberut bir baskının olduğu bir süreçte Anayasa tartışması yapıyoruz. Türkiye’de iktidar neden bu kadar acele rejimi değiştirmek istiyor. Bu Anayasa taslağı HDK ve HDP’nin inşa etmeye çalıştığı değerlere karşı bir rejim değişikliğidir. AKP, olası barış koşullarında HDP’nin, HDK’nin siyasetinin kabul gördüğü çok iyi gördü. Bunu bertaraf etmek istemiştir. OHAL koşullarında bizi referanduma götüren AKP’ye şunu sormak lazım. Bu ülkede 15 Temmuz’dan sonra halkların darbeye karşı alanlara çıkarken, bizi OHAL altında bir Anayasa değişikliğine götürmesi 15 Temmuz’un oluş koşullarında daha sorgulanmasını getiriyor. Kurucu unsurları Türkçülüğün ve milliyetçiliğin yanına Seleficiliği koyması görmezden gelinemez. Bu referandumdan çıkacak olan ‘Evet’in bizim için bir meşruiyeti yoktur.  Buna karşı net bir şekilde mücadele edeceğiz. Bugünden itibaren önümüzde tercih etmediğimiz şekilde getirilen bu teklifi avantajlı bir duruma da getirebiliriz. AKP’nin bir kez daha 7 Haziran hezimeti ile karşılaştığı bir sonuca dönüştürebiliriz. Alttan gelen öfkeyi örgütlemek için bir seferberlik ilan edeceğiz. “HAYIR”ı örgütleyeceğiz. Demokrasi güçleri yeniden kendimizi tahkik edeceğiz. Bu ceberut sisteme karşı dur diyeceğiz.”  Bu süreçte tüm toplumsal kesimlerle bir araya gelerek görüştüklerini belirterek, Safları sıklaştırmalıyız. Tarihsel bir süreç olarak görüyoruz.

İstanbul ve Amed’de basın toplantılarıyla referandum çalışmalarının startının verileceğini aktaran Koçyiğit, daha çok “Evet” oylarının yoğun olduğu bölgelerde çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını kaydetti. Koçyiğit, yüzde 20’lik kararsız bir kitlenin olduğunu ve “HAYIR”cıların yüzde 42’lik bir oy oranı olduğunu vurguladı. Koçyiğit, Kürt kentlerinde “HAYIR”ın çok daha güçlü yüzdelerle çıkacağını dile getirdi.

‘Herkes ‘HAYIR’ ına sahip çıkmalı’

HAYIR oyu vereceklerin daha fazla olduğunu vurgulayan Hamzaoğlu da, “HAYIR” cıların birbirinden haberdar olunmasının engellendiğini söyledi. Muhalif kesimlere yönelik gözaltı ve tutuklanmalarına dikkat çeken Hamzaoğlu, bunların sonuca etki etmeyeceğini dile getirerek, “1 Kasım seçim sürecinde olduğu gibi hatalara düşmemek gerekiyor. Görünmezlik yapmayacağız. Alanlara çıkacağız. Öncesinde umudu ve cesareti topluma kazandırmaya çalışacağız. Biz 8 Haziran’da ne yapacağımızı 5 Haziran’da planlamadık. Referandumda bunu yapmayacağız. ‘Evet’ de çıksa ‘HAYIR’ da çıksa ne yapacağımızı şimdiden planlayacağız. Herkes ‘HAYIR’ ına sahip çıkmalı. İnadına ‘HAYIR’ ımızı görünür kılmalıyız. ‘HAYIR’ ile ne kazanacağımızı, ‘Evet’ ile kaybedeceğimizi iyi görmek gerekiyor. ‘Evet’ OHAL’in, ekonomik krizin, Suriye bataklığının, Kürt illerinin yıkılıp, yakılmasının devamı demektir. Bunları göz önüne almak bile neden HAYIR dememiz gerektiğini ortaya koyuyor.