Aladağ katliamı “kader” değildir
Dün gece Adana’nın Aladağ İlçesi’nde ortaöğretim yurdunda çıkan yangın sonucu 11’i öğrenci biri görevli 12 kişi yanarak hayatını kaybetti. Yangın sonucu 22 öğrenci de yaralandı. Süleymancı tarikatına ait yurtta yangının sebebinin; elektrik panosundan çıktığı açıklandı. Yurtta kız çocuklarının kaldığı ve yangın esnasında yangın merdivenlerinin ve dış kapının kilitli olduğu anlaşıldı. Geçtiğimiz yıl da Konya’da Süleymancı tarikatına ait bir yurtta çıkan yangın sonucu 17 öğrenci yanarak can vermişti. Yine Diyarbakır’ın Kup ilçesinde bir Kuran Kursu’nda çıkan yangın sonucu 6 öğrenci yaşamını yitirmişti.
Yoksul halkın çocuklarının eğitim, barınma yaşam haklarının devlet tarafından temin edilmesi ve korunması gerektiği halde AKP iktidarı, hiçbirini kendi görevleri arasında görmeyerek yasal olmayan çeşitli tarikat ve kar amacı güden kuruluşlara devretmiştir. Yangının sorumlusu, eğitimi tarikatlara bırakan, paralı hale getiren, öğrencilerin kaldığı yurtları denetlemeyen AKP iktidarıdır. Kendi çocuklarını özel okullarda okutan, yoksul halkın çocuklarını ise tarikatların insafına bırakan bir zihniyet çocukların katliamından birinci derecede sorumludur. AKP’nin eğitimden anladığı çürümüş bir sistemin bir bütün topluma dayatılması ve en savunmasız olan çocuklarımızın beden ve ruhlarının yok edilmesidir. Aynı gece Batman’da Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda 4 çocuğun Cinsel İstismara maruz kalması tam da böyle bir çürümüşlüğün ve yok etmenin göstergesidir. AKP iktidarı çocukların can güvenliğini ve yaşam haklarının gerekliliklerini (beden, ruh sağlığı, parsız eğitim, sağlık vb.) yetine getirememektedir. Yoksul halkın çocuklarının kaderi ölüm ve tecavüz değildir.
Saray ve AKP iktidarı eğitim sistemini, TURGEV gibi vakıflara ve tarikatlara devrederek, eğitimde tarikatların örgütlenmesinin önünü açan eğitim politikaları ile bu katliamlara neden olmuştur. Sorumluları uzakta aramaya gerek yoktur. Başbakanından Milli Eğitim Bakanına, valisinden yurt Müdürüne hepsi yanarak can veren çocukların katliamından birebire sorumludurlar.
Yaşanan katliamı ne yayın yasakları ne de “kader” diye ifade edilmesi örtbas edemez. Tepeden tırnağa eli kana bulanmış, madenlerde, inşaatlarda, yaşamın her yerinde katliamcı politika izleyen bir iktidar hesap vermekten kurtulamayacaktır.
Eğitimi “dincileştirme” ve tarikatların insafına bırakma politikasından vazgeçilmelidir. Özel, paralı, tarikatlara bağlı denetimsiz yurtlar biran önce kapatılmalıdır. Her öğrencinin insanca koşullarda öğrenim görmesini sağlayan parasız, güvenilir, sağlıklı yurtlar açılmalıdır.
Aladağ’da yanarak can veren çocukların katliamından sorumlu bakan ve bürokratlar, Adana valisi istifa etmeli ve biran önce yargılanmalıdırlar.
Halklarımızı, demokratik kamuoyunu, katliamın hesabını sormak için birlikte sesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi olarak Aladağ’da yaşamını yitiren çocukları anıyor, ailelerine başsağlığı, yangında yaralanan çocuklara acil şifalar diliyoruz.