“Evet acılarım ağrılarım çok fazla artık dayanılmaz ama ben, bizden sonra kimse bir daha adaletle ilgili bir acı çekmesin diye bütün acıları çekmeye razıyım. Hiçbir acı yarına kalmasın diye ben hepsini bugün çekerim. Hepinizi çok seviyorum.”
Mustafa Koçak adil yargılanma talebiyle yürüttüğü ölüm orucunun 297. gününde, 24 Nisan 2020 tarihinde İzmir/Şakran 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’nde yaşamını kaybederek şehadete ulaştı. Başta ailesi, sevenleri olmak üzere halklarımızın başı sağolsun.
Mustafa Koçak gözaltında işkenceye uğradı. Avukatları işkence izlerinin tanığı oldu. Ailesine tecavüz etmekle tehdit edilerek hiç tanımadığı insanlar hakkında ifade vermeye zorlandı. Fakat tüm bu dayatmaları kabul etmedi. İtirafçı ifadelerine dayanarak tutuklandı ve tanık dahi dinlenmeden müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Kendisi hakkında yalan beyanda bulunduğunu kabul eden tanığın yeniden dinlenmesi ve adil yargılanma talebiyle açlık grevine başladı. Annesi, babası, kardeşleri ve arkadaşları onun talebini duyurmak için eylemler etkinlikler düzenledi. Demokrat kamuoyu ve demokratik kurumlar tarafından sahiplenilen bu eylem ve etkinlikler, mecliste kürsü konuşmaları ve soru önergeleri ile desteklenip gündemde tutuldu. Avukatları adil yargılanma talebi için her türlü hukuki başvuruyu yaptılar.
Ancak bu taleplere kulak vermesi gereken iktidar tıpkı Helin Bölek ve İbrahim Gökçek’te olduğu gibi Mustafa Koçak’a da zorla müdahale yolunu seçti. Kaldığı hapishaneden kaçırıldı. 34 kilo kalmış Mustafa siyasi şube polisleri, Hipokrat yeminlerini hiçe sayan doktorlar ve hapishane müdürleri tarafından işkenceye ve jopla tecavüze maruz kaldı. Günlerce zorla serum bağlanılmaya çalışıldı. Fakat Mustafa Koçak tüm bu dayatmaları kabul etmedi. Pandemi sürecinden kaynaklı ziyaret ve avukat görüşleri engellenmesine rağmen tek başına adalet talepli eylemine devam etti.
Perşembe günü son yaptığı telefon konuşmasında ailesine, “tüm vücudum şişti, iki gündür nefes alamıyorum, çok ağrılarım var yatakta dönemiyorum, çok zamanım yok, sanki Pazar günü telefona çıkamam” demişti. Cuma günü de son nefesini verdi.
Mustafa Koçak’a ve ailesine yaşatılanlar, AKP eliyle dizayn edilen hukuk sisteminin nasıl bir cellada dönüştüğünü bir kez daha ortaya serdi. Türkiye’de ve dünyada ilk defa bir tutsak sırf adil yargılanmak istediği için hücre hücre eriyerek öldü. Mustafa Koçak’ın ölümünün sorumlusu tıpkı Grup Yorum üyesi Helin Bölek’te olduğu gibi adalet taleplerine kulaklarını tıkayan iktidardır. Mustafa Koçak’ın toplumsal vicdanda da yerini bulan adalet talebinin takipçisi olmayı sürdüreceğiz.
Bugün hala Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek özgürce türkü söylemek ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal adil yargılanma talebi ile ölüm oruçlarına devam etmektedirler. Adalet Bakanlığı ve iktidar vakit kaybetmeksizin meşru ve hukuki olan talepleri karşılamalı yeni kayıpların önüne geçmelidir.
“Bir kişiye yapılmış haksızlık bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlıktır.” diyerek halklarımızı adalet taleplerine ses vermeye davet ediyoruz.
HDK Adalet Komisyonu