Adalet ve barış için soykırımla yüzleşilmelidir

24.04.2019

Adalet ve barış için soykırımla yüzleşilmelidir

Kadim halklara beşiklik etmiş topraklarda yaşıyoruz. 

Çokkimlikli, çokkültürlü, çokdilli ve farklı inançlardan halklarımız, bu toprakların tarihi boyunca soykırım ve katliamlarla yüz yüze kaldı. Sultanlar, tiranlar, diktatörler acımasızca, yüzyıllar boyunca kıyıma uğrattılar halkları. Tarih kanıtlamış ve bize öğretmiştir ki; katliamlarla yüzleşmeyen ve hesaplaşmayan bir toplum, acıların ve ağıtların diline yabancılaşır. Bu soykırımcı politikalar ve kanlı senaryolar ne yazık ki 21. yüzyılda da sürdürülüyor.

 

Bu toprakların kadim halklarından Ermeniler, İttihat ve Terakki yönetimi tarafından 24 Nisan 1915 tarihinde başlangıç emri verilen soykırım uygulamasına maruz kaldı. Ermeni halkından yüzlerce aydın, evlerinden tek tek gözaltına alındı, katledilmek üzere tutuklandı, sürgüne gönderildi. Evlerine, mal ve mülklerine el konuldu, yağmalandı. Sonrasında, başında Enver Paşa'nın bulunduğu İttihatçılar Anadolu’nun en eski yerleşik halklarından Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler ve diğer Hıristiyan halklardan milyonlarca insanı, yurtlarından tehcir etti ve sürgün yollarında kitlesel katliamlara uğrattı. 

Ermenisizleştirmenin yanı sıra bölge halkları inkâr ve asimilasyon politikalarıyla Türkleştirilmeye çalışıldı. Resmi ve gayrı resmi politikalarla anadilleri yasaklandı. Bu yasaklar “Vatandaş Türkçe Konuş” gibi kampanyalarla devam ettirildi. Soykırımın en önemli gerekçelerinden biri olan “sermayenin Türkleştirilmesi” içinse Cumhuriyet tarihi boyunca 1936 Beyannamesi, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül Pogromu ve Vakıflar Kanunu gibi uygulamalar yoğun bir baskı aracına dönüştürüldü. 

Diğer yandan Ermenice yer adları değiştirilip, mezarlıklar, kiliseler, okullar yok edildi. Ermeni halkının tarihsel varlığı bölge halklarına ve hatta Ermenilere dahi unutturulmak istendi. Katliam, talan ve yıkımların ardından gelen asimilasyon politikaları günümüzde de sürdürülüyor.

Ermeni soykırımı ile yüzleşilmediği için Ermeni devrimci, aydın ve yazar Hrant Dink planlı ve örgütlü bir saldırı sonucu, dünyanın gözü önünde ve göstere göstere katledildi. Ardından, bir 24 Nisan günü Sevag Balıkçı, askerlik yaptığı yerde öldürüldü. Maritsa Küçük, Samatya’daki evinde vahşice öldürüldü. Soykırımla yüzleşilmediği ve özür dilenmediği müddetçe benzer acıların yaşanmaya devam edeceği endişesini taşıyoruz.

Halkların Demokratik Kongresi, bu topraklarda yaşanan katliamlarla ve soykırım politikalarıyla yüzleşmeden halklarımızın barış içinde, eşit koşullarda yan yana yaşamasının güvence altında alınamayacağı iddiasını taşımakta, soykırımcı politikalara, tekçiliğe, asimilasyona, katliamlara karşı halkların eşit ve özgür koşullarda yaşaması için demokrasi, özgürlük ve barış güçlerine, halklarımıza birleşme ve ortak mücadele çağrısını yinelemektedir.

HDK olarak, 104 yıl önce yaşanan soykırımda yaşamını yitirenleri anıyor, halklarımızın bu ortak acısını paylaşıyoruz.