HDK Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Ertuğrul Kürkçü'nün 8 Nisan Dünya Romanlar Günü vesilesiyle yaptıkları yazılı açıklama
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde ayrımcılık ve baskıdan özgürleşme ve eşit yurttaşlık hakkı mücadelesinde Romanlar’la elele
Romanlar’ın hakları ve kimliklerinin tanınması için birleşik ve ortak bir uluslararası mücadelenin gerekliliğini ilan ettikleri 1971’deki ilk Dünya Roman Kongresinin yıldönümü olan 8 Nisan, 1990’dan bu yana Türkiye’de de Romanlar’ın gerçekleri ve sorunlarının toplumsal ilgi alanına taşınmasına vesile oluyor
Kültürel ve etnik kimliği de içeren bir nüfus sayımıyla doğrulanmış olmamakla birlikte Türkiye ve Kürdistan’da tahminen 4-5 milyon arasında Roman yaşıyor. Romanlar istisnasız dünyanın bütün ülkelerinde, Türkiye’de dâhil bütün ulus-devletlerde ayrımcılığa uğrayan tek topluluk oldukları gibi bu ayrımcılıktan en çok zarar gören, en yoksul, en yoksun, en çok dışlanan topluluk da Romanlar. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Mart 2010’da “Roman Açılımı”nı ilan edişinin üzerinden 6, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Ulusal Eylem Planını yazmak için Roman sivil toplum örgütleriyle 2012’de çalıştaylar düzenlemeye başlamasının üzerinden 4 yıl geçtiyse de hala yürürlükte bir plan yok. Kamu yol gösterip kaynak ayırmayınca barınma, eğitim, istihdam, sağlık konusunda da Romanlar için görünür hiç bir ilerleme gerçekleşmedi.
Öte yandan kapitalist piyasa ve ırkçı zihniyetin egemenliği de Romanların hayatını her geçen gün daha çekilmez kılmaya devam ediyor. Yerel yönetimlerin rantçı kentsel dönüşüm stratejileri, İstanbul, Bursa, İzmit, Aydın vb. kentlerde gözlerini Romanların yaşadıkları semtlere dikiyor. Örneğin, Romanlar’ın Türkiye’deki en eski tarihsel yerleşmesi, İstanbul’un Sulukule semti, Fatih Belediye’sinin 2 Kasım 2007’de başlattığı kentsel dönüşüm uygulamasıyla yerle bir edilmişti. Sur Koruma Bandındaki 90 bin metrekarelik alanda, Romanların arazileri AKP ileri gelenlerine yok pahasına devredilmiş, Romanlar da, tarihsel yaşam alanlarından 60 kilometre uzaklıktaki Kayabaşı TOKİ konutlarına gönderilmişti. Uygulama 9 yıl sonra Danıştay kararıyla iptal edildi ama Romanlar artık Sulukule’ye dönemiyor, yabancısı oldukları semtlerde itilip kakılmaya devam ediyor. Yerlerinden edilen çocukların okul devamsızlığı ve okul terki yeni kuşakların en ciddi sorunu.
Romanlara yönelik ayrımcı dil ise ulusal kurumlar eliyle her gün fütursuzca yeniden üretiliyor. Türk Dil Kurumu internetteki sözlüğünde Romanları “Genellikle argo konuşan, falcılık yapan, yaban otları satan, kimi kez de çalgıcılık yapan, seyrek görülen bir tip” ve “Kötü kılıklı, esmer kadın tipi” olarak tanımlamaktan hicap duymuyor.
HDK, Roman halkının Türkiye'nin bütün ezilen haklarıyla bir arada dayanışma ve mücadele ortaklığı kurması için çabalarını sürdürüyor. HDK bütün bileşenleriyle birlikte hükumetin Romanlara yönelik Ulusal Eylem Planını bir an önce ortaya koyması ve uygulamaya geçirmesinde ısrarlıdır; Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıklarıyla medyadan sorumlu Devlet Bakanlığının ders kitapları, sözlükler ve medyayı Romanlara yönelik ayrımcı dilden acilen arındırması talebini gündemde tutmaya devam edecektir.
Gülistan Kılıç Koçyiğit
Ertuğrul Kürkçü
HDK Eşsözcüleri
8 Nisan 2016