1915’ten beri yara kanamaya devam ediyor.
Bundan tam 107 yıl önce çeşitli bahaneler ileri sürerek bu coğrafyanın kadim halklarına katliam ve soykırım yapıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin aldığı kararlar doğrultusunda Ermeni aydınları ve daha sonra tüm gayrimüslim halklara karşı sistematik ve bilinçli toptan yok etme politikaları izlendi ve uygulamaya konuldu. Binlerce yıldır Anadolu ve Mezopotamya'da yaşayan Süryaniler kılıçtan (seyfo) geçirildi.
Mezopotamya'nın en kadim halkı Süryaniler ticaret, tarım, hayvancılık ve sanatla uğraşırlardı. Bu topraklara zenginleşmesine katkı sağlamışlardı. Ancak buna rağmen İttihat ve Terakki zihniyeti onları bu topraklardan sürdü. Süryaniler meydanlarda, çalılıklarda, derelerde, evlerde, ahırlarda en acımasız şekilde katledildiler. Mallarına el konuldu. Din görevlileri ateşe atıldı. Gençleri öldürüldü. Kızları toplanıp zorla eş yapıldı. Binlerle ifade edilebilecek nüfusa sahip bir halk, yok edilerek sayıları tespih taneleri kadar azaltıldı. Kurtulanlar ya zorla Müslüman oldular ya da göç etmek zorunda bırakıldılar. Az sayıda Süryani de, birlikte yaşama inananların gayreti ile kurtuldu. Ancak bu kurtulanlar rahat yüzü görmedi. Bugün Şırnak’ta Şimuni Diril’in cesedinin dere yatağında bulunması ve Hürmüz Diril’in hala kayıp olması Seyfo'nun sona ermediğine işaret eden acı bir örnektir.Halkların tarihini acıyla, katliamla değil bir arada yaşamın değerleriyle anacağımız yarınlar için hala mücadele etmemiz gerektiğinin göstergesidir.
Seyfo asla unutulmayacak ve unutturulmayacaktır. 1915 yılında Seyfo’da öldürülen Süryanileri saygıyla anıyoruz. Bütün dünyada bir daha soykırımların yaşanmaması için halklar birleşmeli ve mücadele etmelidir. Soykırım suçu işleyen devletler ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda mutlaka bedel ödemelidir.
Halkların birlikte mücadelesi sınırsız, sınıfsız yaşamı inşa edecek.
Halklar ve İnançlar Meclisi