12. Dönem Genel Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi

30.01.2023

Halkların Demokratik Kongresi 

12. Dönem Genel Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi

28 0CAK 2023/ İstanbul

 

Halkların Demokratik Kongresi 12. Dönem Genel Kadın Konferansı, Türkiye ve Kürdistan’ın çeşitli illerinden katılan delegasyonumuz ve davetlilerimizle, “İsyanımız erkek egemenliğine, Israrımız Özgür ve Eşit Yaşama” şiarıyla 28 Ocak 2023 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Kadın konferansımız; erkek-devlet tarafından katledilen, tutsak edilen ve erkek-devlete karşı direnen tüm kadın yoldaşlarımıza saygıyla başlamıştır.

21. yy da enternasyonlleşen ve gelişen kadın mücadelesine karşı büyük panik ve kriz halini yaşayan, özgürleşme ve demokratikleşmenin kendi emperyalist- patriarkal sistemlerini alaşağı edecek güç olduğunu gören erkek egemen sistem, tüm dünyada neredeyse işbirliği yaparcasına kadınlara ve ezilen halklara dönük saldırılarını arttırarak devam ettirmektedir.

Siyasal İslam politikalarının beslediği, her türlü vahşeti uygulayan IŞİD’e karşı kadınların yürüttüğü amansız mücadele ve Rojava kadın devrimi başarısı hafızamızda canlılığını korurken, İran’da Mahsa Amini’nin katledilmesiyle başlayan ve idamlardan işkencelere kadar sınırsızca uygulanan tüm sindirme politikalarına rağmen kadınların yükselen ‘Jİn jiyan Azadi, Zan Zendegi Azadi’ sloganlarıyla haykırdıkları isyanlarına-direnişlerine de şahitlik ediyoruz.

Afganistan’da Taliban rejiminin yönetime el koymasıyla ‘önce kadınları vurun’ düsturunun taşıyıcıları kadınların yaşam hakkını elinden almaya çalışmaktadır. Kadınların eğitim, çalışma, siyasal ve toplumsal tüm alanlardan çekilmesi ve ülkedeki tüm kadınların adeta ev hapsine alınması kararını vermiştir. Emperyal-patriarkal güçlerin kimi sadece izlemek ve tavsiyelerde bulunmakla yetinmiş, kimi bu insanlık dışı uygulamaları onaylarcasına resmi olarak tanıyarak kadın kazanımlarına karşı öfkelerinin ilanını pekiştirmişlerdir. Afganistan’da da kadınların haklılığından doğan ‘cüretlerinin’ ve direnişlerinin tanığı olmaya devam ediyor ve kendilerini selamlıyoruz.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ilk ülke olan Türkiye’de ise AKP-MHP erkek iktidarı, bu dönemde toplumu dizayn etmeye çalışan politikalarında erkek-devlet şiddetini başat unsur olarak kullanmakta, sivil erkeklerden üniformalı erkeklere kadar pek çok biçimde erkek-devlet şiddetini arttırarak sürdürmektedir. Kadınların tarihsel mücadeleleriyle açığa çıkarılan 6284 yasalı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin adeta düşmanı kesilen AKP-MHP ittifakı kadınlar için yaşam ve güvenlik tehdidi haline gelmiştir. İpek Er, Nadira Kadirova, Yeldana Kaharman, Gülistan Doku, Rabia Naz, Hande Kader ve daha niceleri AKP-MHP bürokratlarının ve kolluğunun bire bir katıldığı ve üstü alenen örtülen emsal kadın cinayetleridir. Kadınlara öldürülmeyi, işkence edilmeyi, yok sayılmayı reva gören Akp-Mhp iktidar bloku tüm kurum ve kuruluşlarıyla kendi faşizan uygulamalarıyla kadın kazanımlarını alaşağı etmeye çalışmaktadır. Kapatılan onlarca dernek, kadın kurumu, kayyım atanan belediyeler sonucu kadınlar erkek şiddetine karşı yalnızlaştırılmak istenmektedir. Kadın mücadelesi kriminalize edilmeye çalışılmakta ve kolektif kadın mücadelesi direkt olarak hedef alınmaktadır.

Kadınların haklarını ve hayatlarını ellerinden almaya çalışan bu iktidar bloğu, ölümüne ortak oldukları kadınların ve çocukların hesabını vermeden Ensar Vakfı ve Hiranur Vakfı gibi din simsarlarıyla doluşmuş kurumlardaki tecavüz ve istismarlara göz yumdu, ortak oldu.

Bu faşist blok, kadınları araçsal ihtiyaçları söz konusu olduğunda hatırlayıp bugünkü Anayasa değişikliği tartışmaları ile kadınları karşı karşıya getirmenin yanında, kadın bedenini anayasa konusu halinde ele alarak bedenlerimiz üzerinde ‘’bir kez daha’’ söz sahibi olma cüretine girişmektedir. Bizler; HDK Kadın Meclisleri olarak, anayasa değişikliğine tam da saydığımız nedenlerle cepheden karşı çıkıyoruz. Kadın özgürlüğü ve eşitlik konusunda toplumu manipüle eden ve yanıltan söylemlerle yol almaya çalışan iktidar bloku her yerde kadın direnişi ile karşılaşacaktır. Erkek egemen zihniyetlerine göre oluşturmaya çalıştıkları ‘makbul kadın’- ‘makbul aile’ duvarlarından kadınların isyanı, LGBT+ların onurları taşar, sel olur.

Toplumsal eşitlik ve onurlu barışın kurucusu olabilecek Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit politikasının tüm toplumu tecrit altında tutmaya dönüştürüldüğü ortadadır. Cezaevlerinden başlattığı tecrit politikaları üniversitelerden iş yerlerine, sağlıktan ekonomiye, mahallelerden sokaklara,  kadınlara, gençlerden çocuklara, yaşlılara, halklardan inançlara; ormanlara derelere kadar uygulanan politikalara yansımıştır. İnsani ve ekolojik yaşamı yok sayan, AKP-MHP blokunun savaş, düşmanlık ve talan politikasından başka çıkışı yoktur.

Bütün şürekâsıyla her türlü kirli suça bulaşmış AKP-MHP iktidarı, içinde bulunduğu krizi aşmak için olanca gücüyle muhalefete saldırmakta ve savaş politikalarında ısrar etmektedir. Bilindiği üzere Kobani Davası ile birlikte HDP’ye saldırı sürecini hızlandırmış ve 7 Haziran’ın rövanşını almak istercesine HDP’ye kapatma davası açmıştır. Halkların iradesini ve birleşik mücadelesini gasp etme ve bu gaspı meşrulaştırma çabalarında asla beis görmeyen, kirli seçim politikalarını 2023 seçim arefesinde de devreye sokan, HDP’nin hakkı olan hazine bütçesini bloke ederek iktidarın tekeli haline gelen erkek yargı, uydurma iddianamelerle HDP’nin kapatma davasını hızlandırmaya çalışmaktadır. Biz kadınlar olarak demokrasi mücadelesinin temel aktörü olan HDP ile birlikte direndiğimizi ve bu karanlık mafya-devlet ağının HDP’yi yargılamaya gücünün yetmeyeceğini bir kez daha deklare ediyoruz.

Önümüzde bizleri bekleyen Türkiye seçimleri var. Bu seçimlerde ne faşist blokun kurumsallaşmasına, ne bizleri yok sayacak sistem restorasyoncularına mahkum, mecbur değiliz. Emekten, özgürlükten, eşitlik ve demokratik bir coğrafyadan yana olan Emek ve Özgürlük İttifakı ile kendi yolumuzu, kendi sözümüzü, üçüncü yol’u yaratacak, tek tipçi, tek dilci, heteronormativ erkek anlayışa karşı meclislerimizle seçim faaliyetinin lokomativ gücü olacağımızı deklare ediyoruz.


HDK Kadın Meclisleri Paris’ten Sufrajetlere, Sovyetlere; kadın partizanlardan Rojava’da direnen kadınlara, biriktirerek kurduğumuz feminist hareketle, kadın hareketiyle büyük bir mücadelenin parçası olmanın özgüveniyle “Buradayız, direnişteyiz, biz kazanacağız” dedik. Sokakta, işte, her yerde, her evde bizler hep varız! Bütün bu tarihsel ve andaki birikimimizle, mücadele ısrarımızla, yeni yaşamı kuracağız. İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama! Biz kazanacağız, kadınlar kazanacak!

YAŞASIN KADIN MÜCADELEMİZ

AN SERKEFTİN AN SERKEFTİN

JİN JİYAN AZADİ