“Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi” şiarıyla, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla, 10 Ekim 2015 tarihinde, Ankara Garı’nda gerçekleşen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne savaştan, gerilimden, kaostan, kutuplaşmadan beslenen karanlık odaklar katliamla cevap verdiler.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen on binlerce kişinin miting alanında yer aldığı ve 103 insanımızı yitirdiğimiz 10 Ekim günü emek, barış ve demokrasi uğruna ödenen ağır bedellerden sadece biridir.
5 Haziran Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamları; 20 Ağustos 2016’da Gaziantep’te bir Kürt düğününe yapılan saldırı ve ardı ardına gelen IŞİD saldırılarıyla bir taraftan barış, demokrasi isteyenlere gözdağı vermeyi bir taraftan da toplumsal muhalefetin sokak ayağını kesmeyi hedeflediler. Çünkü barış ortamında toplumsal muhalefetin örgütlenme gücünü gördüler. Başta 10 Ekim Katliamı olmak üzere bunca katliamın arka planı, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasında nelerin yaşandığının cevabı verilmeden anlaşılmayacaktır.
Ne yazık ki, yargı sürecinde dosyanın birkaç kişiye ceza verilerek kapatılmak istendiğine şahit olduk! Katliam sonrası anket yapıp oylarının ne kadar arttığını araştıranların, “Kokteyl örgüt” diyerek davayı sulandıranların, yol kontrollerini kaldırarak katillere adeta koridor açanların, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenlerin, patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emrini verenlerin, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu olanların, güvenlik tedbiri almayanların katliamdaki rolü ortaya çıkarılmadıkça 10 Ekim dosyası kapanmayacaktır.
Bu tür davalarda bir yerden sonrasında karşımıza duvarlar, aşılmaz engeller çıkıyorsa arkasında kimlerin, hangi kontra gücün olduğunu hepimiz biliyoruz. 1 Mayıs Katliamı, Maraş Katliamı, Çorum Katliamı, Bahçelievler ve daha birçoğunda da asıl faillerin ortaya çıkmasını inatla engelleyen devletin kendisidir.
Ne yaparlarsa yapsınlar, ne duvarlar örerlerse örsünler, o duvarı yıkacak tuğlaları çekip çıkaracağımızdan kimse kuşku duymamalıdır. 10 Ekim Katliamı’nda rolü olan, yol veren, emri veren tüm sorumlular yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar öfkemizi diri tutacağız. Katliamın unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz. Katledilen arkadaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız.
Halkların Demokratik Kongresi olarak 10 Ekim Ankara Katliamı’nın 5. yıldönümünde sözümüzü bir kez daha yineliyoruz; bu toprakları katliamlarla, faili meçhullerle anılmaktan çıkararak barış ve demokrasiyi sağlayacak, emeğin ve bir arada yaşama iradesinin egemen olduğu Türkiye’yi yitirdiğimiz 103 yoldaşımıza adayacağız.
Halkların Demokratik Kongresi
Yürütme Kurulu