Genel Meclis Toplantısı Kararları | 25-26.02.2012

25–26 Şubat 2012 günleri Ankara Elektrik Mühendisleri Odası'nda gerçekleşen, divanı Bircan Yorulmaz, Orhan Atilla ve Sevtap Akdağ’dan oluşan toplantıda ilk gün 61, İkinci gün 60 Genel Meclis Üyesi hazır bulundu. Toplantının gündemi ve alınan tavsiye kararları aşağıdadır.

Gündem
1. Siyasi durum değerlendirmesi
2. Örgütlenme durumumuz
3. Siyasal faaliyetler
4. Karar tasarıları
5. Kongre hazırlıkları
6. Mali ve hukuki durum
7. Dilek ve temenniler

--------

1. Siyasi durum üzerinde yürütülen görüşme sonunda ekteki siyasi durum Sonuç Bildirgesi benimsenmiştir.

2. ve 3. Örgütlenme durumumuz ve siyasal faaliyetlerimiz hakkında Yürütme Kurulu ve Örgütlenme Komisyonu’nun sunduğu raporlar üzerine yürütülen görüşmelerde, raporlarda da dile getirilmiş olan örgütlenmeye ve faaliyetimize dönük sorunlar ve çözüm önerilerine dair görüşler paylaşılmıştır.

Görüşmeler sonunda ise;

- Yürütme Kurulu’nun bu görüş ve önerileri dikkate alarak çözüm önerileri ve yönelimler konusunda bir çalışma yapması ve bunu Genel Kurul’a sunulacak bir rapora dönüştürmesi,

- Genel Meclis üyelerinin, Genel Meclis toplantılarına katılımlarının sağlanması; komisyonlar ve yerel meclis çalışmalarında aktif rol almaları çağrısının yenilenmesi benimsenmiştir.

4.  Genel Meclis’e sunulan karar tasarıları üzerinde yapılan görüşmeler sonunda ekteki kararlar benimsenmiştir.

5. Yapılan görüşme sonunda Kongre’nin 5–6 Mayıs 2012 tarihlerinde Ankara’da toplanması, Genel Meclis’in ise “Genel Kurul hazırlıkları” tek gündemi ile 15 Nisan 2012’de İstanbul’da toplanması benimsenmiştir.

 

6. HDK hukuki yapısını düzenlemek için karar altına alınan Kongre Bülteni’nin başvurularının en kısa zamanda yapılacağı, il ve bölgelerde bu hukuki zemin üzerinden faaliyet yürütülebileceği bilgisi verildi.

 

Merkezi faaliyetlerin bütçesi için Genel Meclis üyelerinin kendi belirleyeceği miktardaki aylık dayanışma bağışını iletmeleri konusunda hassasiyet göstermelerine dikkat çekildi.




HDK GENEL MECLİSİ


Ekler:   Siyasi durum sonuç bildirgesi

            Kararlar

 

SİYASAL DURUM SONUÇ BİLDİRGESİ

Halkların Demokratik Kongresi Genel Meclisi, 25-26 Şubat tarihlerinde Ankara’da toplanarak, Türkiye, Ortadoğu ve Dünya’daki gelişmeleri değerlendirmiş ve bir dizi kararlar almıştır.

Ekonomik, sosyal ve siyasi alanda önemli ve hızlı gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Kuzey Afrika’dan başlayan ve Ortadoğu’da etkisini sürdüren halk hareketleri, diktatörlerin yıkılmasını sağlarken, aynı zamanda emperyalist güçler tarafından ‘yeni dünya düzeni’ kurmanın fırsatına dönüştürülmek istenmektedir. Diğer yandan kapitalizmin, farklı düzeylerde olmak üzere süren krizinin tüm Dünya’ya olduğu gibi, Türkiye’ye ve bölgemize yansımaları artarak devam ediyor. Gelişmelerin ve krizlerin nedenleri ve sonuçları Türkiye’yi savaş da dahil olmak üzere, olası gelişmelere doğru sürüklemektedir. Zira emperyalist güçlerin Ortadoğu’ya yönelik müdahale ve savaş hesaplarında Türkiye’nin üstlendiği rol, kaygı ve endişe vericidir.

Kürtlere yönelik yeni savaş konseptinin yükseltilmesi, Suriye’deki gelişmeler ve Suriye ile İran’a yönelik hesaplar ve diğer gelişmeler, bölge halklarının savaş karşıtı mücadeleyi ortaklaştırma çabalarını yükseltmelerini zorunlu kılmaktadır. HDK, baskı, sömürü ve şiddete direnen, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren tüm halkları, işçi ve emekçileri coşkuyla selamlamaktadır. HDK, eşitlik, özgürlük, onur ve barış mücadelesi verirken, özgürlüğünden mahrum bırakılan tüm tutukluları selamlarken, açlık grevindeki tutsaklarla dayanışma içinde olacağını ilan eder.

1- Ortadoğu’daki gelişmeler

Ortadoğu'ya emperyalist müdahalelerin Suriye ve İran üzerinden somutlandığı ve tüm güçlerin buna göre konumlandığı bir süreçten geçiyoruz. Türkiye’nin bu savaşın tetikçiliğine soyunması, tüm halklarımız için yıkım ve kıyım habercisiyken, Kürt halkına yönelik saldırıların daha da yükseltilmesi anlamını taşıyor. Savaşın yayılması ile Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin kan gölüne döneceği açıktır. Diğer yandan Ortadoğu ve K.Afrika halkları eskisi gibi yaşamak istemediklerini ortaya koymaktadır. Ancak Libya’ya yapılan müdahalede görüldüğü gibi, emperyalistler bu süreci kendi lehlerine çevirmek ve yeni ittifak ilişkileri geliştirmek için kullanmayı amaçlamaktadır.

Diğer yandan bölgede savaşa karşı halkların uluslararası birlikte mücadele ve dayanışma arayışları, baskı ve şiddetle ayakta duran iktidarları alaşağı etme mücadeleleriyle birlikte sürmektedir. Gelişmeler, halkların taleplerini ve özgürlüklerini kazanmalarının ancak kendi iradeleriyle gerçekleşebileceği görüşünün önemini göstermektedir. Buradan hareketle, HDK için, bölge halklarına dayatılan, “mevcut durumun devamı” veya “emperyalist müdahale” ikilemi karşısında tutum alarak somut adımlar atmak aciliyet kazanmıştır. Sömürü, baskı ve savaşa karşı bölge halklarının alacağı ortak tutumun ancak bu süreci değiştirebileceği görülmektedir. HDK'nin, emperyalist güçlere ve hem de işbirlikçisi konumundaki Türkiye devletinin politikalarına yönelik olarak, savaş karşıtı ortak bir tutum ve mücadele örgütlemesi, bölgedeki tüm savaş karşıtı güçlerle bu mücadeleyi genişleterek örmesi bir çok şeyi değiştirebilir.

Yine, ABD’de başlayıp, Avrupa’ya doğru genişleyen ekonomik krizin, kapitalist sistemi zorladığı ve krizin sonuçlarına karşı işçi-emekçilerin öfke ve tepkisinin ortaya çıktığı, yer yer patlamalara dönüştüğü gelişmelerin daha da büyüyeceği görülmektedir. HDK, başta Yunanistan halkı olmak üzere, kapitalizme karşı gelişen mücadeleler ile dayanışma içinde olacak, artan hak gaspları ve sömürüye karşı mücadeleyi yükseltme arayış ve çabasını sürdürecektir.

2- Türkiye’deki Durum

Tüm uluslardan işçi ve emekçilere yönelik ekonomik, sosyal ve siyasal saldırılar devam ederken, Kürt halkına yönelik topyekûn savaş politikası da sürdürülmektedir. Bir yandan KCK operasyonları adı altında baskı ve sindirme politikaları sürerken, diğer yandan devlet ve medya kara propagandayla psikolojik olarak da savaşı sürdürmektedir. Siyasi operasyonlar Kürt halkına yönelik olmakla sınırlı kalmayıp, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren ve Kürt halkıyla dayanışma içinde olan kesimleri de içine alırken, bir yandan da tüm halklarımıza gözdağı verilmeye çalışılmaktadır. Kürtler’in Ortadoğu’nun yeniden dizaynında statü kazanmasını önemli bir tehdit olarak gören devlet, Suriye’ye müdahaleyi meşrulaştırmak için de toplumu Kürt meselesi üzerinden ikna etmeye, milliyetçiliği yükseltmeye çalışmaktadır. PKK lideri Öcalan'a yönelik tecridin devam etmesi, ciddi sorunlara yol açmaktadır. 2 milletvekilinin de içinde olduğu 400 siyasi tutuklunun açlık grevi karşısında hükümetin talepleri karşılamaya yönelik bir adım atmaması kaygıları daha da artırmaktadır.

Yeni bir anayasadan söz edilen günümüzde, askeri operasyonlar sürerken, siyasi operasyonlar ve devlet terörü dinmemektedir. AKP Hükümeti baskıyı ve şiddeti artırarak güç ve iktidar olmak peşindedir. TCK, Terörle Mücadele Kanunu ve Özel Yetkili Mahkemeler üzerinden süren uygulamalar, ancak faşist yönetimlerde rastlanan sonuçlara neden olmaktadır. 28 Şubat’ın yıldönümünde, dönemin uygulamalarına benzer bir icraat hükümet tarafından sergilenmektedir. Bir dönem “mağdur” edebiyatı yapan AKP, dünün zalimlerini aratmamaktadır. Halen gazeteciler tutuklanmakta, sansür, otosansür aynı şekilde devam etmekte, işlerinden atılmakta, aydın ve sanatçılar hedefe konulmaktadır. Onlarca hukukçu ve yüzlerce öğrenci tutuklu bulunmaktadır. Pozantı Cezaevi’nde ortaya çıkan çocuk tutuklulara tecavüz olayı tüyler ürperten bir gelişme olmuştur. Vicdani ret hakkını kullanmak isteyenler tutuklanmakta, militarizm kutsanmaktadır.

Dünyadaki krizin yansımalarının etkisini göstermeye başladığı süreçte, AKP Hükümeti’nin emeğe dönük saldırıları da artış göstermektedir. Eğitim ve sağlıkta yıkım politikaları devam ediyor. Birçok işkolunda barajları dayatan ve grev yasaklarını genişleten yeni yasaların hazırlanması, kıdem tazminatının gaspına yönelik düzenleme, bölgesel asgari ücret ve özel istihdam bürolarını yasallaştırma gayreti, hükümetin yetkisiz, TİS ve grev hakkı gasp edilmiş sendikalar ve konfederasyonlar oluşturma hesapları HDK’nin gelişmeler karşısında aldığı tutumu, daha da güçlü kılmasını zorunlu hale getirmektedir. Adana’da yapımı süren HES inşaatında yaşanan iş cinayeti, taşeronlaştırmaya karşı mücadelenin yakıcılığını korumakta olduğunu göstermektedir. Maltepe Belediyesi’nde işçi kıyımı ve Billur Tuz, Hey Tekstil, Cerrahpaşa ve Savranoğlu işçi direnişleri, sendikalaşma mücadeleleri ve süreç içinde gelişecek işçi mücadeleleri de mücadelenin yükseleceğini göstermekte ve HDK’nin sorumluluklarına dikkat çekmektedir.

“Kentsel dönüşüm” adıyla uygulanan rant politikasına yasal altyapı hazırlanması, ufuktaki ekonomik krize karşı işçi-emekçi hareketlerini ve toplumsal muhalefeti etkisizleştirmeye yönelik tedbir olmanın yanı sıra, topyekûn savaş konseptinin unsurlarıdır.

AKP Hükümeti döneminde katledilen Hrant Dink’in cinayet davasında verilen karar ve bu süreçte bilfiil yer alanları ödüllendirme şeklinde terfileri de göstermiştir ki, tüm demokratikleşme yalanları açığa çıkmış ve devlet bu cinayeti üstlenmiştir. Artan asker ölümlerine eklenen Ermeni yurttaşımız Sevag Balıkçı’nın katilleri hala dışarıdadır. Trans cinayetlerindeki artış, Hocali katliamını kınama adına yükseltilen ırkçılık ve nefret söylemi, AKP Hükümeti’nin devri iktidarındaki adalet ve demokratikleşmeyi gösteren gelişmelerdir. HDK, Hocalı katliamını ve Ermeni soykırımını gerçekleştirenleri lanetlerken, halklarla dayanışma içinde olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır.

MİT mensuplarının KCK operasyonları kapsamında ifadeye çağrılması, Cemaat-Tayyip Erdoğan arasında süren hegemonya mücadelesinin yansıması olarak tartışılabileceği gibi, yeni veriler ışında süreç izlenmeye değerdir. Başbakan’ın açıkladığı “dindar nesil yetiştirme” ve eğitimde 4+4+4 planı, emekçi çocuklarını ya erken evlenmeye ya da ucuz iş gücü olmaya zorlarken, anadilinde, bilimsel ve demokratik ve parasız eğitim taleplerini yok saymakta, inançlar üzerindeki baskıların ve eşitsizliğin son bulmasına yönelik talepler karşılanmamaktadır.

Demokratik Alevi örgütlülüğüne, Ermeni ve Süryani halkının kutsal saydığı alanlara yönelik muhtelif saldırılar devam ediyor. 13 Mart’ta görülecek olan “Sivas Katliamı Davası” zaman aşımı tehdidi ile karşı karşıyadır. Dersim Alevi Akademisi kapatıldı. Demiryollarının bir bölümünün ve Haydarpaşa Garı’nın tasfiye edilmesi, yeni protokoller çerçevesinde HES projelerinin yanı sıra daha büyük tahribatlara neden olacak “bütünleşik havza planları”nın devreye sokulacak olması, 3. Köprü vb. rant projeleri AKP Hükümeti’nin önümüzdeki dönem ekolojik alanda nasıl bir tutum içinde olacağını göstermektedir.

Van depremiyle yaşanan insanlık trajedisi devam etmektedir. Van’da kalanların ve göç edenlerin koşulları eşitsizliğin, devletin bölge halkına yönelik ayrımcılığının açık bir göstergesidir. Deprem yardımlarını sermayenin ihtiyacına göre harcadığını söylemekten çekinmeyen devlet, deprem felaketini “kentsel dönüşüm” için bir fırsata çevirmekten geri durmamıştır.

Kadın cinayetlerindeki artış devam ederken, kadınlara yönelik, taciz, şiddet ve cinayetlerde polis ve mahkemelerdeki tutum, şiddeti ve cinayetleri teşvik edici düzeydedir. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, günümüzün en önemli toplumsal sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Bununla birlikte bölgedeki müdahale ve savaşların kadın ve çocuklar üzerinde ölüm, tecavüz, göç, yoksullaşma gibi ciddi etkileri olacağını öngörmek mümkündür. Kadına yönelik inkâr, şiddet, ölüm dayatmasına ve savaşa karşı mücadele HDK’nin en önemli görevleri arasındadır. Bu konuda etkin ve yaratıcı mücadele biçimlerinin yürütülmesi gerekmektedir.

12 Eylül darbecilerinin yargılanmasına ilişkin 4 Nisan’da başlayacak mahkeme sürecinde, darbe çağrıcıları ve alkışçılarının da yargılanması ve cezalandırılmaları gerçekleşmelidir. 12 Eylül kurumları ve uygulamalarından güç alan AKP Hükümeti, ikiyüzlü davranmakta, iki generalin yargılanmasını “darbe ile hesaplaşma” olarak kabullenmemizi istemektedir. Tarihte yaşananları ve Roboski katliamı gibi günümüzde yaşananları bir bütünlük içinde ele alacak ve hesap sormaktan vaz geçmeyeceğiz.

8 Mart’ta kadınlar, 21 Mart’ta Kürt halkı, 1 Mayıs’ta işçi ve emekçiler, 2 Temmuz’da Aleviler başta olmak üzere, ezilen ve sömürülen tüm kesimler el ele kol kola alanlarda olacak, eşit ve özgür bir yaşam için mücadeleyi yükselteceklerdir. HDK, birbiriyle ilintili olarak günümüzdeki yakıcı gündemleri alanlara taşıyacaktır. Bunu yaparken de ortak mücadelenin örülmesi ve örgütlenme olanaklarının geliştirilmesi çabası içinde olacaktır.

 

***

Karar 1:

GENEL MECLİS ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ


A)  AMAÇ

Bu yönetmelik Tüzüğün “Genel Meclis” başlığını taşıyan 7. Maddesi gereğince Genel Meclis’in çalışma esasları ve usullerini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir.

Madde: 1

İŞLEVİ, TOPLANMA SÜRESİ VE YETER SAYISI:

a) Kongre Genel Kurulu’nun seçimli iki toplantısı arasındaki dönemde, bu kurulun almış olduğu kararların onun adına yürürlüğe konulması yönünde, Program ve Tüzük’te ifade edilen amaç ve hedefler için çalışmalar yapar.

b) Olağan olarak 45 günde bir toplanır. Toplanma yeter sayısı üye tam sayısının 2/3’üdür. (82 kişi)

c) Belirlenmiş gündeme Genel Meclis üyelerinin 1/15’inin isteği üzerine yeni maddeler eklenebilir.

d) Genel Meclis üyelerinin 1/5’nin (24 kişi) istemi veya Yürütme Kurulu’nun gerekli gördüğü hallerde de olağanüstü toplanır. Çağrı tarihinden itibaren en geç bir ay içinde toplanır ve çağrıda belirtilen gündemle yapılır.

 e) Genel Kurul’un olağan ve olağanüstü toplantılarını hazırlar.

Madde: 2

ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

 

a) Çalışmalarını yürütmek üzere, içlerinde milletvekilleri de bulunan en az 3’ü kadın 6 üyeden oluşan, Genel Meclis ve Yürütme Kurulu’nun vereceği temsiliyet ve sözcülük görevini yürütmek üzere Divan Heyeti ile 19 üyeden oluşan Yürütme Kurulu’nu seçer. Seçim, “Seçim Yönetmeliği”nde belirlenen esas ve usullere göre yapılır.

b) İhtiyaç duyduğu durumlarda danışma amaçlı genişletilmiş toplantı yapabilir.

c) İhtiyaç duyduğu durumlarda kendisine bağlı komisyon(lar) kurar, çalışmalarını denetler, koordine eder.

d) Genel Meclis üyesi olmayan HDK milletvekilleri istedikleri takdirde Genel Meclis toplantılarına söz haklarıyla katılabilirler.

e) Toplantılar, en az biri kadın olmak üzere en az üç kişilik bir heyet tarafından yönetilir.

f) Çalışmalarının giderlerini delegelerin dayanışma ve destekleriyle karşılar.

 

Madde: 3

KARAR ALMA YÖNTEMLERİ:

a) Kararlarını üye tam sayısının en az 2/3’ünün olumlu oyuyla alır. Alınan karar(lar) toplam üye sayısının 1/3’ünün istemi üzerine yeniden görüşmeye açılabilir.

b) Genel Meclis Yürütme Kurulu veya komisyonlarından gelen karar tasarıları ile yerel meclislerin imzasıyla gelen önergeler, Genel Meclis üyelerinin en az 1/15’nin (8 kişi) imzasıyla verilen önergeler doğrudan gündeme alınır, görüşmeye açılır. İstek olduğu takdirde, karar tasarıları veya önergeler üzerine en fazla iki aleyhte, iki üzerinde ve iki lehte konuşma yapıldıktan sonra Genel Meclis’in onayına sunularak karara bağlanır.
c) Kararlara şerh konulabilir. Ancak şerh yazılı olarak ifade edilir ve kararın boyutunu aşamaz.

 

 

Karar 2:


EMEK ALANINDA, SENDİKALARDA VE MESLEK ODALARINDAKİ HDK’Lİ BÜTÜN İŞÇİ VE EMEKÇİLERE ÇAĞRI

HDK, ezilen ve sömürülen halkların, işçi sınıfı ve emekçilerin birleşik mücadele örgütü olmaya aday bir örgütlenmedir. Programı’nda ve eyleminde bunu ortaya koyan bir bileşime sahiptir. Elbette ne bir sınıf örgütü, ne de tek başına bir ulusun, bir cinsin, bir alanın talepleri üzerinden şekillenen bir örgüttür, HDK.

HDK, kapitalist sistemden ve mevcut durumdan zarar gören tüm ezilen ve sömürülen sınıf ve kesimlerin, her ulustan, her inançtan, her cinsiyetten ve her katmandan kesimlerin, halklarımızın birleşik demokratik birliği ve mücadele örgütüdür.

Henüz emekleme aşamasında olan bir örgütlenme modeli olarak HDK, mevcut bileşenlerinin de mutabakatıyla esas olarak yerellerde örgütlenmeye ve halk içinde, işçi ve emekçi kesimler içinde bir mücadele merkezi, bir muhalefet odağı ve direnme mihrakı olma çabasındadır. Bununla birlikte, mevcut bileşenleriyle yetinmeyen, yeni politik çevrelerle, sosyal ve kültürel farklılıklarla birleşmeyi amaçlamaktadır.

HDK, bu aşamada bir bileşeni haline gelen ve oluşturulan hukukla fiili olarak ilerleyen güçlerle her alanda birleşik bir güç olma çabasındadır. Ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel alanlara müdahale eden tüm mücadele olanaklarının birleştirilmesi, HDK’yi güçlendirecek, dolayısıyla egemen güç odakları karşısında mevzi kazanmamızı kolaylaştıracaktır. Sendikalar, meslek odaları, barolar, aydın, sanatçı, akademisyen cephesi, gençlik, kadınlar, üretici köylü ve çevre hareketleri, yerel ve yöresel dernekler, basın gibi alanlarda güçlerin zaman yitirilmeden birleştirilmesi önemlidir.

Bu yaklaşım doğrultusunda HDK bünyesinde yer almasına rağmen, bileşenlerin diğer birçok alanda ortak hareket etmemeleri, edememeleri, enerji ve güç kaybına neden olmakla kalmıyor, HDK bünyesinin sağlamlaşmasında da olumsuz işlev görüyor. Henüz HDK bünyesinde yer almamış olmasına rağmen, bu hedef kapsamında olan politik çevre ve oluşumlarla sendikalar ve diğer alanlarda temas içinde olmak, birlikte hareket etmek, birlik ve ittifaklar kurmak gerekli ve önemlidir. Bu alanlarda etkili olabilmenin, itici ve sürükleyici güç olarak öne çıkabilmenin öncelikli yolu, kendisini HDK aidiyeti içerisinde gören, örgütlü-örgütsüz tüm bileşenlerin HDK çatısı altında birleşmeleri ve örgütlenmelerinden geçmektedir.

Bu nedenle HDK bileşenlerinin sendikalarda, meslek örgütleri ve sözü edilen diğer alanlarda ortak bir tutum içinde olmayışları, sürece bırakılmadan ve kendiliğinden çözülecek bir sorun gibi düşünülmeden, adım atılması gereken bir iş olmalıdır. Bunun en sağlam örülebileceği alan ise, iş yerleri, eğitim birimleri, fabrika, mahalle, sokak gibi üretim, hizmet ve yerleşim alanlarıdır.

İşçi ve emekçilerin birliği HDK’nin çimentosu olacaktır. Bu yaklaşımdan hareketle, emek alanında, sendikalar ve meslek odalarındaki bütün HDK bileşenlerini, bütün HDK’li işçi ve emekçileri ortak tutum geliştirmeye ve HDK çatısı altında birleşmeye çağırıyoruz.

 

Karar 3:

HDK çalışmalarını hem politik hem de pratik anlamda desteklemek, HDK’nin sokakta tanıtımını sağlamak, aynı zamanda da yerellerin birbirlerine ilişkin haberlerine erişimi sağlamak amacıyla bir bülten çıkartılması;

bültenin ‘Kongre’ adında, aylık periyotlarda ve yaklaşık A4 boyutunda olması ve 1 TL karşılığı dağıtılması, kararlaştırılmıştır.


Karar 4:

Şu ana dek kuruluşu tamamlanmamış il/merkez ilçe meclislerinin Genel Kurul’a kadar kuruluşunun tamamlanması konusunda çalışma yürütülmesi,

Meclisini kurmuş ve faaliyete başlamış illerde, ilçe meclisi örgütlenmelerinin başlatılması konusunda çalışma yürütülmesi,

Yürütme Kurulu’nun Genel Kurul’a kadar, genel ve yerel meclis çalışmalarının yaşadığı sorunların nedenlerini ve çözüm önerilerini içeren bir rapor hazırlaması için çalışma yürütmesi kararlaştırılmıştır.

Karar 5:

Kontörlü su sayacı dayatmaları başta büyük iller olmak üzere pek çok ilde yeni binalara zorunlu tutulmaktadır. Bu nedenle içilebilir temiz suyun insan hakkı olduğunu, suyun üretilen bir kaynak olmadığını ve bu nedenle ticarileştirilmesinin önüne geçmek üzere herkese ücretsiz ve temiz su talebinin yükseltilmesi gerektiğinden hareketle, Dikili Belediyesi’nin 10 ton suya kadar harcanan suyun ücretsiz verilmesi örneğinin belediyeler tarafından uygulanması için çalışma yürütülmesi benimsenmiştir.

 

Karar 6

1 Mart 2012 saat 17.30’da komisyon çalışmalarına katılmak isteyen HDK delegeleri ile Anayasa Komisyonu toplantısının yapılarak,

- HDK delegesi ve delege olmayan ilgililerin de katılımı ile bir atölye çalışması yapılması, bu toplantıda Meclis Anayasa Komisyonu’na sunulan metni ve HDK’nin temel aldığı 5 ekseni gözeterek; demokratik Anayasa için temel talepleri içeren bir deklarasyon hazırlanması,

- Sonrasında, hazırlanan deklarasyonun imzaya açılarak, standlar, web sitesi vb. çeşitli yollarla toplanacak imzaların Nisan sonu itibariyle TBMM’ye sunulması,

- 2 günlük bir Anayasa Kurultayı düzenlenmesi; (Bu kurultayda, HDK bileşenleri ve HDK dışında olan kesimlerle demokratik Anayasa mücadele platformunu ortaklaştırmış; emek örgütleri, kadın örgütleri, siyasi parti ve DKÖ’ler, halk kimlikleri ve inanç toplulukları örgütleri, doğa ve yaşam savunucusu, ekolojist hareketlerin temsilcileri ile buluşma hedeflenebilir. Her bir oturumda 5 eksenden birini - demokrasi, halklar ve inançlar, doğa ve ekoloji, kadın özgürlüğü, emek, lgbt- tartıştığımız ve farklı anayasa platformlarının da görüşlerini sunduğu 5 veya 6 oturumluk bir kurultay yapılabilir).

- Demokratik bir anayasa için, il ve ilçelerde demokratik anayasa tartışmaları yürüttüğümüz çeşitli panel ve sempozyumlar düzenlenmesi; olanakları ve maddi temelleri ortaya çıktığı takdirde bir veya birkaç merkezde büyük mitingler düzenlenmesi gibi çalışmaların, Anayasa Komisyonu ve Yürütme Kurulu eliyle yapılabilecek olanlarının hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır.

 

Karar 7:

1- Kentsel dönüşüm adı altında gündeme gelen uygulamalara karşı mücadele edilmesi,

2- Terörle Mücadele Yasası ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması konusunda HDK çalışması yapılması,

3- HDK çalışmasının yerellerde daha sonuç alıcı hale getirilmesi için bir HDK iç eğitim çalışmasının başlatılması konularının HDK Yürütmesi’nin önüne görev olarak konulması,

4- Büyük bir kampanya bitiş etkinliğinin Yürütme Kurulu’nda netleştirilip, gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.

 

HDK GENEL MECLİSİ
25-26 Şubat 2012 Ankara