Gazze bir kez daha cehennemi bir saldırı altında. İsrail, Gazze’de, son bir haftada %80’i sivil, çoğu çocuk olmak üzere 180 kişiyi katletti. 7 günlük bombardımanın sonunda, bu kez de kuzeyden kara harekâtına girişti. İsrail’in kara harekâtını sürdürmesi bu bilançoyu daha da ağırlaştıracaktır. 12 Haziran’da Batı Şeria’daki bir yerleşim biriminde otostop yaparken kaçırılan üç İsrailli gencin ölü bulunması sonrasında hızla gelişen süreç büyük bir kıyıma doğru ilerliyor. İsrail bir başka halkın topraklarını bombalayıp katliamlar yaparken dünya devletleri bu durumu izlemekle yetiniyor. ABD ise, her zaman ki gibi “İsrail’in kendini koruma hakkı”nı desteklediğini söylüyor.
İsrail bölgedeki işgalci güçtür. Filistin halkı kendi ülkesinde sığıntı haline getirilmiş, tarihsel anlamda geliştirdiği büyük intifadalarla tüm dünya ezilen kamuoyunun desteğini kazanmıştır. HDK, Türkiye ezilenlerinin temsilcisi olarak Filistin’de yaşatılan zulme karşı hangi inançtan, siyasal görüşten olursa olsun Filistin halkının yanında, Siyonist İsrail devletinin işgalci saldırganlığının karşısındadır. Hiçbir politik konjonktür, hiçbir devletin günübirlik çıkarları koca bir toplumun hayatının zindana çevrilmesini meşrulaştıramaz. Halklarımız her yerde bu zulme karşı haklı öfkelerini ifade etmenin yollarını bulmalı, mazlum Filistin halkıyla dayanışmayı en yüksek seviyede örgütlemelidir.
İsrail’le başta IŞİD konusunda aynı noktada duran Türkiye ise, Başbakan Erdoğan zamanında Ortadoğu’da popülaritesini artırmak için son derece yoğun olarak kullanılan Gazze konusunda birkaç bilindik söylem dışında net bir tutum geliştirmemektedir. İsrail ile siyasi, askeri, ekonomik antlaşmalar korunmakta, ticaret sürekli olarak artmaktadır. Türkiye, uluslararası toplumu Filistin konusunda harekete geçirmek için hiçbir somut adım atmamaktadır. Bu korkunç katliama karşı net bir tutum alabilmek adına İsrail’in Ankara’daki büyükelçisi derhal sınır dışı edilmelidir. Bu somut adımlar atılmadığı takdirde de Erdoğan’ın Filistin konusunda söylediği hiçbir şeyin bir ikna ediciliği kalmayacaktır.
Unutulmamalıdır ki Türkiye’nin de desteğiyle bölgenin önemli politik öğelerinden biri haline gelen IŞİD’in de Siyonizm ile bir derdi bulunmamaktadır. IŞİD var gücüyle Kobanê’ye, Cizîre’ye saldırmaktadır. IŞİD’i bölgede büyüten güçlerin İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan olduğu artık açıktır. Bugün İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliama yol verenlerin de aynı ülkeler olduğu gerçeği fark edilirse Rojava ve Gazze’yle dayanışmanın aslında bir ve aynı mücadelenin farklı yüzleri olduğu anlaşılır.
Halkların Demokratik Kongresi olarak, tüm halklarımızı Rojava ve Filistin’de yükselen halkların direnişine destek olmaya, emperyalizm destekli katliamcı güçleri lanetlemeye davet ediyoruz. Diğer yandan bu çağrının anti semitik, ırkçı, mezhepçi bir dilin oluşmasına karşı mücadeleyi içermesi gerektiğine de dikkat çekmek istiyoruz. Rojava’da somutlanan halkların kardeşliği seçeneği Ortadoğu halklarının önündeki yegâne gerçekçi seçenektir.
FİLİSTİN HALKI YALNIZ DEĞİLDİR!
Bir ruh bir dem nefdik ya Filistin!
Bijî Berxwedane Rojava!
HDK Yürütme Kurulu
14 Temmuz 2014