Yeni bir eğitim-öğretim yılı daha giderek ağırlaşan sorun ve çelişkilerle başladı. 4+4+4 eğitim sisteminin yarattığı karmaşa ve yol açtığı olumsuz sonuçlar yetmezmiş gibi AKP hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından gündeme getirilen yeni uygulamaların sorunları arttıracağı ve daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına yol açacağı ortadadır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın sadece son birkaç ay içinde gündeme getirdiği konular, yapılan yasa ve yönetmelik değişiklikleri ve özellikle eğitim yöneticileri ile ilgili olarak hayata geçirilen siyasal kadrolaşma uygulamaları, 2014-2015 eğitim öğretim yılının tam anlamıyla karmaşa içerisinde geçeceğini göstermektedir.
Geçtiğimiz günlerde TBMM'de kabul edilen torba yasa ile öğretmenlere zorunlu rotasyon yapılırken ve aday öğretmenler asli kadrolara geçirilirken sözlü sınav uygulamasının önü açılmıştır. Öğretmenlere zorunlu rotasyon uygulaması halinde eğitim sisteminin yeni bir kaos ile karşı karşıya kalması kaçınılmazdır.
Erken emeklilik, yeni personel almama, taşeronlaştırma, geçici-süreli sözleşmeli personel çalıştırma, ücretli öğretmenlik, 4-b, 4-c, 50-d, sözleşmeli çalışma vb gibi uygulamalarla kamu istihdamında büyük bir alt üst oluş yaşanmış, güvencesiz istihdamda bir patlama yaşanmıştır. Eğitimde 4+4+4 dayatmasının üzerinden henüz iki yıl geçmesine rağmen, okul dönüşümleri sonucunda ortaya çıkan norm fazlası sorunu hala çözülememiştir. Öğretmen atamalarında, özür grubu tayinlerinde, il içi ve il dışı tayinlerde de ciddi mağduriyetler yaşanmakta, üniversitelerde eğitim emekçilerine yönelik baskılar, mobbing uygulamaları, soruşturmalar ve görevden almalar sürmektedir.
7 bin okul müdürünün büyük bölümü siyasi gerekçelerle resmen tasfiye edilmiştir. MEB; okul müdürlerin değerlendirilmesi ve belirlenmesi sürecinde çok sayıda okulda "adrese teslim" görevlendirmeler yaparak, bir kez daha siyasi iktidarın en stratejik kurumu olduğunu göstermiştir. Türkiye'nin pek çok ilinde AKP'nin il ve ilçe başkanlıklarından gelen listeler okul müdürlerinin belirlenmesinde belirleyici olmuştur. Tüm bu uygulamalar; hukuktan, adaletten ve objektiflikten yoksundur.
Eğitimde zorunlu rotasyon asla olmamalı, aday öğretmenlere sözlü sınav uygulanmamalıdır. Öğretmenler açısından açıkça "sürgün" anlamına gelen ve pek çok yönden istismar edilebilecek "zorunlu rotasyon" uygulamasına derhal son verilmeli, yaşanan mağduriyetler derhal giderilmelidir.
Halkların Demokratik Kongresi olarak, bizler, eğitim ve bilim emekçilerinin haklı taleplerini destekliyoruz. Eğitim ve bilim emekçilerinin taleplerini kendi taleplerimiz olarak görüyor ve 24 Eylül’de bütün halkımızı greve destek vermeye, öğrenci velilerini ve öğrencileri okulları boykot etmeye çağırıyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi;
• Siyasi kadrolaşma, zorunlu rotasyon ve sürgünlere son verilmesi için,
• Performans uygulamasına, esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarının durdurulması için,
• Öğrencilerin özel okullara, imam hatiplere ve meslek liselerine mahkûm edilmemesi için,
• Kamu kaynaklarının özel okullara destek için değil, devlet okullarına aktarılması için,
• Eğitimde ve yükseköğretimde yaşanan sorunların kalıcı olarak çözülmesi için,
• Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkına sahip çıktığımızı ve anadile kilit vurulamayacağını göstermek için,
• Zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi için,
• Erkek-egemen, homofobik, cinsiyetçi, militarist okulları değiştirmek için,
• Halkların Demokratik Okulları için
24 Eylül’de alanlarda olacak.
Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu
21 Eylül 2014