Açlık Grevindeki siyasi tutuklulardan onlarcası ölüm sınırına yaklaşıyor. 12 Eylül’den bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevi Kurban Bayramı’nın birinci günü 44. gününe giriyor. Bir yanımız ölümlere uzanırken, bayram kutlamak, barıştan, kardeşlikten, huzurdan söz etmek çok zor.
Zira bir felaketin eşiğinde bulunuyoruz. Ölümlerin an meselesi olduğu bu günlerde bayram kutlamak, barıştan, kardeşlikten, Müslümanların huzurundan, tüm dinlerden insanların kardeşliğinden söz etmek inanarak söylenecek bir sözler değil.
Bir yanda bayram mesajları veren Başbakan, Cumhurbaşkanı ve diğer devlet erkanı diğer yanda ölümün eşiğine gelmiş onlarca tutuklu ve hükümlü varsa, hangi dinden, hangi inançtan olunursa olunsun söylenenlerin hiçbir inandırıcılığı bulunmamaktadır.
Ülkede barışı ve huzuru sağlamakla birinci derece yükümlü olanlar gereği için adım atmıyor, huzuru sağlamanın gereğini yapmıyorsa, bayram için söylenen “güzel sözler” demagojiden başka bir şey ifade etmememektyedir..
Hükümetin Kurban Bayramı’nda göstermesi gereken en insani tutum, açlık grevlerini durdurmak için atacağı adım olabilir. Siyasi tutuklu ve hükümlülerin insani ve demokratik taleplerinin karşılanması için adım atılmadığı ve ölümlerin önüne geçilmediği sürece, bayrama ilişkin söylenen sözlerin hiçbir kıymeti yoktur.
Hükümete, medyaya ve tüm insanlığa çağrımız, ölüm sınırına dayanan, artık her an ölüm haberleriyle sarsılacağımız süreci bir an önce durduracak irade göstermesidir.
Bu Kurban Bayramı’nda, başta Müslümanlar olmak üzere, her dinden inananlar ile inanmayanlar dikkatini cezaevlerine yöneltmiş bulunuyor. İnsanlığın dikkati cezaevlerinde, kalbi orada atıyor.
Daha geç olmadan, anadilinde savunma hakkı tanınmalı, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilmeli, Kürt sorununda barışçı ve demokratik çözümün yolunu açmak için diyalog ve müzakere süreci başlatılmalıdır.
Bayramı yeni acılarla geçirmeyelim. Siyasi tutuklu ve hükümlülerin talepleri kabul edilmeli, açlık grevleri bitirilmeli, felakete doğru yol aldığımız bu süreç hemen sonlandırılmalıdır.
Acının, baskının ve sömürünün değil, eşitliğin, barışın ve özgürlüğün egemen olduğu bayramlar kutlamayı diliyoruz.
HDK Yürütme Kurulu