Sonuç Bildirgesi
Türkiye’nin dört bir yanından, 64 ilden birey, kurum, örgüt ve partilerden bileşenleri ve birlikte mücadele yürüttüğü emek, barış ve demokrasi güçlerinin de katılımıyla, dünyanın dört bir yanında ezilen ve sömürülen halkların, sömürüsüz, baskısız ve eşitlikçi bir düzen arayışını sürdürdüğü koşullarda toplanan HDK 1. Genel Kurulu, hareketimizin bu süreçten, 8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs etkinlik ve mücadelelerinden güçlenerek çıktığını saptamıştır.
Kuruluş sürecinin kendine has soru ve sorunlarını aşarak, politika ve örgütlenme alanında önemli mesafeler katederek canlı, dinamik bir sürecin devamında gerçekleşen Genel Kurul, canlı, eğitici, eleştirel, özeleştirel ve öğretici bir tartışma ortamında yapılmış; kuruluştan bu yana geçen yaklaşık 7 ayda sürdürülen çalışmaları değerlendirmiş; eksik ve zaafları tespit etmiş, yeni siyasal ve örgütsel kararlar almış, tartışmalardan güç ve moralle çıkmıştır.
HDK 1. Genel Kurulu, sürdürülen tartışmalar sonunda, HDK’nin uluslararası ilişkileri; Ortadoğu politikaları, Filistin halkı ve tutsaklarıyla dayanışma; Kürt sorununda eşit haklara dayalı demokratik çözüm ve barış meselesi; AKP Hükümeti’nin siyasal, ekonomik ve sosyal alanlardaki baskı ve saldırılarına karşı mücadele; yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler, parti kuruluşu; ekolojik yıkıma karşı mücadele; artan nefret suçlarına ve cinayetlerine, kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine; ulusal istihdam stratejisine, işçi cinayetlerine; eğitim, kültür ve sanatın gericileştirilmesi, sağlığın piyasalaştırılması yönündeki saldırılara karşı ve “yeni anayasa” çalışmalarına ilişkin kararlar aldı.
Türkiye’de, Ortadoğu’da ve dünyadaki gelişmeleri değerlendiren Halkların Demokratik Kongresi (HDK), bir parti kurarak, yerel seçimlere, Cumhurbaşkanlığı seçimine ve genel seçimlere etkin politik müdahale kararı almıştır. Türkiye’de demokrasinin kazanılması, Kürt sorununda barışçı ve eşit haklara dayalı demokratik bir çözüme yönelik müzakerelerin başlatılması gerekliliğinin önemini vurgulayan HDK 1. Genel Kurulu, emekçi halklara yönelik ekonomik ve sosyal saldırıların durdurulması, bölgesel hâkimiyet peşinde koşan Türkiye sermayesinin Suriye’ye askeri müdahale planlarının boşa çıkarılması doğrultusundaki mücadelenin de yükseltilmesi konusunda tam bir mutabakat içindedir.
HDK 1. Genel Kurulu, cemaatler ve sermaye sahiplerinin bir koalisyonu olan AKP Hükümeti’nin, sosyal hakların budanmasından, özgürlüklerin ayaklar altına alınmasından; polis şiddetinden, cezaevlerindeki zulümden doğrudan doğruya sorumlu olduğunu saptayarak mızrağın sivri ucunu AKP iktidarına yöneltmenin bugünkü siyasetinin hakim yaklaşımını oluşturduğunu; tüm sömürü ve baskının, mevcut statükonun savunucusu ve sürdürücüsü güçlere karşı mücadeleyi bir kez daha vurguladı. Toplumsal muhalefet güçlerinin de, AKP’nin iç çelişkileriyle oyalanmadan, ancak bu iktidara karşı açık ve dolaysız siyasal ve toplumsal mücadele yürüterek güçlenebileceğine dikkat çekti.
HDK 1. Genel Kurulu, AKP iktidarının ekonomik, sosyal ve siyasal saldırılarına karşı, toplumda tepki ve mücadeleler gelişmekle birlikte, henüz hükümeti ve sermayeyi tehdit edecek ve geri adım attıracak bir hareketin, güçlü ve birleşik bir emek, barış ve demokrasi cephesi düzeyinde ortaya çıkmadığını; demokrasi ve özgürlükler alanındaki talepleri suiistimal etmekte “ustalık dönemi”ne erişen AKP Hükümeti’nin, hak arayışlarına karşı yer yer darbe koşullarını hatırlatan uygulamalara girişmesine karşın, onun gerçek yüzünü açığa çıkaracak ve bir çekim merkezi olacak şekilde bir siyasal ve toplumsal oluşum sağlanabilmiş olmadığını tespit etti.
Bunu yapabilecek kapsayıcı temel gücün HDK olduğunu belirleyerek bu durumun tarihsel ve güncel sorumluluklarına dikkat çeken HDK 1. Genel Kurulu, bu tespitlerden hareketle, yaptığı çalışmalar ve örgütlenmesiyle; emek, demokrasi, ekoloji, kadın, LGBT bireyler, gençlik, özgürlükler gibi alanlarda bir seçenek, bir mücadele odağı, direnme gücü ve birleşme merkezi haline geldiğini gösterme, yerelleşme, il, ilçe, mahalle meclislerine dayanan bir hareket yaratma becerisini gerçekleştirme kararlılığını özenle ve coşkuyla vurguladı.
Türkiye’nin, emperyalist güçlerin uluslararası politikalarına, neo liberal uygulamalara ve bunlara eklemlenmiş hükümet planlarına mahkûm olmadığını vurgulayan HDK 1. Genel Kurulu, ülkemiz halklarının barışı, eşitliği ve özgürlüğü hak ettiğini ve barışın, eşitliğin ve özgürlüğün kazanılması için, işçi sınıfının ve emekçilerin, ezilen ve sömürülen halkların birleşik mücadelesini örgütleyip yükseltmenin tek çıkar yol olduğuna dikkat çekti. Bu amaçla, AKP Hükümeti’nin saldırılarının püskürtülmesi, TMY ve Özel Yetkili mahkemelerle özgürlük ve barış mücadelelerine karşı sürdürülen saldırılara karşı ve bir halk seçeneğinin yaratılması için HDK’nin kapsayıcılığını genişletmesi, mücadelenin yükseltilmesi gerektiğine işaret etti.
HDK, bu anlayışıyla toplumsal muhalefetin sesi ve kürsüsü, ezilen ve sömürülenlerin umudu ve geleceği olacağının bilincindedir ve bunun gereklerini yerine getirecektir.
HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ
12–13 MAYIS, ANKARA
1. GENEL KURUL KARARLARI
I.
DÜNYA VE ORTADOĞU
Avrupa Birliği ülkelerinde teknokrat ve/veya muhafazakar hükümetler eliyle alınan ekonomik ve sosyal önlemler, bu ülkelerde güçlü toplumsal muhalefet hareketlerine yol açıyor. Fransa, İngiltere, Yunanistan, Güney Avrupa ülkeleri ve giderek de Almanya’daki gelişmeler muhafazakâr hükümetlerin sarsılmakta ve yıkılmakta olduğunu gösteriyor. İngiltere’de muhafazakâr iktidarın yerel seçim yenilgisi, Fransa’da Sarkozy’nin kaybetmesi; Yunanistan’da muhafazakar ve sosyal demokrat partilerin olağanüstü seçim kayıpları, buna karşılık Radikal Sol İttifak’ın (Syriza) seçim başarısı gelişmelerin yönüne işaret ediyor.
1. Halkların Demokratik Kongresi, kapitalist merkezlerdeki toplumsal mücadele örgütleri ve hareketleri ile daha yakından ve doğrudan ilişkilere girer, kapitalizme karşı gelişen mücadeleler ile dayanışma içinde olur, uluslararası dayanışmanın güncel örneklerini geliştirir.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da, Tunus’taki ayaklanmalarla başlayan ve diktatoryal rejimlerin çöküşüne yol açan toplumsal hareketlerin ‘özgürlük ve adalet’ arayışı her ülkede farklı sonuçlara yöneliyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları eskisi gibi yaşamak istemediklerini ortaya koyarken, emperyalist güçler halk isyanlarının sonuçlarını kendi lehlerine çevirme, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki toplumsal hareketlenmenin içeriğini boşaltma ve hegemonyalarını yeniden tesis etme müdahalesini kararlı bir şekilde sürdürüyor.
2. HDK için, Ortadoğu halklarına dayatılan, “mevcut durumun devamı” kabul edilemez. Ancak “emperyalist müdahale” karşısında tutum alarak somut adımlar atmak gereklidir. HDK, emperyalist güçlerin işgal politikalarına ve Türkiye devletinin yayılma politikalarına yönelik olarak, savaş karşıtı ortak bir tutum ve mücadele örgütler, bölgedeki tüm savaş karşıtı güçlerle bu mücadeleyi dayanışma içinde genişleterek örer.
3. HDK, bu politikanın bir parçası olarak Filistin’de Siyonizm’in ceberrutluğuna karşı 2500 tutsağın sürdürdüğü özgürlik mücadelelerini ve açlık grevlerini farklı etkinliklerle destekler.
II.
TÜRKİYE
a. Kürt sorunu ve demokratik çözüm
Kürt sorunundaki çözümsüzlük durumu sürüyor. Silahlı Kuvvetler yüksek komuta kademesi ile AKP arasında güvenlik ekseninde çok geniş bir mutabakat sağlandığı görülüyor. Kürt sorunundaki yeni konsept ise, bu güvenlik ve topyekün savaş anlayışı ile şekilleniyor. AKP Hükümeti, Kürt sorununun çözümünde demokratikleşme yönlü adımlar atmak yerine şiddette ısrar edeceğini; Kürt halkının eşitlik, anadilinde eğitim, demokratik özerklik gibi statü tanınması kapsamlı taleplerini reddettiğini her fırsatta yineliyor. Kürt halk önderi Öcalan'a yönelik tecridin devam etmesi, cezaevlerinde tutsaklara yönelik insanlık dışı uygulamalar da bu anlayışa dair bir işaret oluyor.
1. HDK Genel Kurulu, bu gelişmelerden de görüldüğü gibi, çatışmanın sona erdirilmesi ve demokratik çözüm mekanizmalarının devreye sokularak dolaysız ve dolaylı müzakerelerin başlatılması talepleri doğrultusundaki faaliyetleri kampanyalar vb. etkinliklerle sürdürmek üzere Genel Meclisi görevlendirir.
b. Baskılara karşı mücadele
Bir dönem ‘mağdur’ edebiyatı yapan AKP, dünün zalimlerini aratmıyor. Yaşananlara karşı toplumda gelişen tepkiler ve mücadeleler olmakla birlikte, henüz hükümeti ve sermayeyi tehdit edecek ve geri adım attıracak bir hareket, güçlü ve birleşik bir emek, barış ve demokrasi cephesi düzeyinde olunmadığı görülüyor.
2. HDK, emek, demokrasi, ekoloji, kadın, gençlik, LGBT bireyler, özgürlükler gibi alanlarda bir seçenek, bir mücadele odağı, direnme gücü ve birleşme merkezi haline geldiğini göstermek; yerelleşme, il, ilçe, mahalle meclislerine dayanan bir hareket yaratmak çalışmalarını yoğunlaştırır.
III.
ÜÇ SEÇİM, BİR TUTUM VE BİR PARTİ
Önümüzdeki dönemde AKP’nin hedefinde birkaç konu bulunuyor: Bir başkanlık veya yarı başkanlık rejimine hukuksal zemin sağlayacak yeni anayasanın şekillenmesi... 2013 sonuna çekilecek yerel seçimlerde bir öncekini aşacak bir başarı sağlanması... Ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde istenen sonucun elde edilmesi... Bu süreç doğru değerlendirildiği takdirde, AKP’nin hedeflerinden sapmasını sağlamak ve toplumsal muhalefete önemli imkanlar yaratmak mümkün olacaktır.
1. Halkların Demokratik Kongresi, bir mücadele ortaklığı ve halkın muhalefeti olma iddiasını gerçek kılmak, bu iddiayı inşa etmek için somut adımlar atar. HDK, Türkiye’deki düzene yönelik bütün itirazları gerçek bir muhalefet zemininde birleştirmek, toplumsal muhalefetin sesi ve kürsüsü olmak, bunu bir iktidar alternatifi olarak güçlendirmek, özgür, demokratik ve eşitlikçi bir Türkiye’nin mümkün olduğunu gösterebilmek için çalışır.
HDK, işçi ve emekçi hareketinin, Kürt özgürlük hareketinin, baskı altındaki azınlıkların, kadın kurtuluş hareketinin, insan hakları savunucularının, özgürlükçü bir laikliği savunan inanç sahiplerinin, doğa ve çevre hakları için mücadele eden ekoloji hareketinin, Alevi toplumunun muhalefetinin, küçük üretici köylülerin ve tarım emekçilerinin, kent yoksulları hareketlerinin, engellilerin yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ardından da genel seçimlerde birlikte davranmasının zeminini olgunlaştırır.
HDK, bu amaçla yerel seçimler öncesinde, Kongre niteliğini ortadan kaldırmayacak, aksine daha da güçlendirecek bir çalışma sürdürürken; Kongre bünyesinde yerel seçimlere, Cumhurbaşkanlığı seçimine ve genel seçimlere müdahale edecek bir partinin kurulması, Kongre dışında kalan güçleri de mücadele ortaklığına ve seçim ittifakına çekilmesi adımlarını atar. Partinin kuruluş sürecini bir takvime bağlar. Genel Meclis ve Yürütme Kurulu eliyle, 2. Genel Kurul’a kadar partinin tüzük, program ve kurucular kurulunu oluşturur.
IV.
PARTİMİZİ KURMA YOLUNDA BİR ADIM DAHA...
15-16 Ekim tarihindeki Kuruluş Genel Kurulu’nda aldığımız ‘Parti için hazırlık’ kararı şöyleydi:
Kongremiz, yerel yönetim ve milletvekili genel seçimlerinde siyasal amaç ve çıkarlarının ifadesi olacak ve temsil gerekliliklerini karşılayacak bir parti oluşumunu başlıca örgütsel hedeflerinden biri olarak benimser. Kongre bileşenleri, partide yer alıp almamakta bütünüyle özgürdür. Partiye katılan Kongre bileşenleri, katılmayanlar karşısında bir ayrıcalık kazanmaz; katılmayanlar da katılanlar karşısında hak kaybına uğramaz.
Kongremiz, bu hedefi gerçekleştirmek üzere, Genel Meclisi görevlendirir. Bileşenlerin partiye katılımı ve partinin işleyiş kurallarına ilişkin usul ve esaslar Genel Meclis’in önerisi ve Kongre Genel Kurulu kararıyla belirlenir.
Bu karara göre:
Kongre’nin ve meclislerin rolü...
Kongre esastır. Yani bireylerin, çeşitli siyasal partilerin ve yapıların, demokratik örgütlerin, emek ve meslek örgütlerinin, sendika üyelerinin, derneklerin, yurttaş inisiyatiflerinin içinde yer aldığı Kongre, varlığını ve geniş yapısını, meclisler biçimindeki örgütlenmesini, faaliyetlerini sürdürecek, bunları geliştirecek, kendini genişletme çabasından vazgeçmeyecektir.
Partinin rolü
Parti ise, Kongre içindeki bir yapı olacaktır. Kongre’nin bütün ilkelerini ve politik yaklaşımlarını benimseyecektir. Yerel seçimlere, genel seçimlere, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılma sürecinde etkin olacaktır. Kongre bileşenlerinin seçimlere birlikte ve ortak adaylarla girebilmelerinin ve faaliyet sürdürebilmelerinin; ayrıca Kongre dışında yer alan siyasal partiler ve oluşumlar dahil her türden örgütlenmenin de bir seçim ittifakına katılabilmesinin bir aracı olacaktır.
Kongre ile parti ilişkisinde biri diğerinin yerine konamaz. ‘Parti olduk, Kongre bitti; Kongre var, partiye gerek yok’ da denemez. Kongre partiye dönüşmeyecek, varlığını ve etkinliğini sürdürecek, ama seçimler alanında kendi geniş çalışmasını gerçekleştirecek bir araç yaratacaktır. Yani işlevleri farklıdır ve parti bu aşamada Kongre’nin seçimlerdeki siyasal koludur.
Diğer partiler ve bireyler
Partiye katılan Kongre bileşenleri, kendi özgün faaliyetlerini sürdürmekte bütünüyle özgürdür. Partiye katılmak bileşenlerin siyasal ve toplumsal etkinliklerinde bir sınırlamayı öngerektirmez. Bununla birlikte dileyenler faaliyetlerini bütünüyle HDK bünyesinde sürdürmekte de özgürdür.
Bu ilkeler partiler ve siyasal yapılar için olduğu kadar, bireyler ve platformlar için de geçerlidir.
V.
DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN ADEMİ MERKEZİYETÇİ YAPI ve YEREL ÖZERKLİK
Türkiye’nin esas problemi gerçek bir demokrasiye sahip olamamasıdır. 2013 sonuna çekilmesi planlanan yerel seçimlere ilişkin sistem tartışmasına bağlı olarak, demokratik özerklik ve yerinden yönetimin güçlendirilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konularının Türkiye kamuoyunun gündemine gerçekçi, uygulanabilir ve alternatif bir tartışma olarak sunulması gerekiyor.
HDK, Türkiye’de demokrasinin kazanılmasının bir parçası olan yerel yönetimlerin merkezin vesayetinden kurtulması ve demokratik özerklik hedefinin yaygınlaştırılması amacıyla yerellerde ve merkezde (adem-i merkeziyetçi yerel yönetim anlayışı, merkezden yerele yetki devri, yerel özerklik ve statü, yerinden yönetim ilkelerinin geliştirilmesi, demokratik özerklik ve Türkiye, özerk bölge yönetimlerinin ve meclislerin oluşması vb. konularda) sempozyumlar, toplantılar ve etkinlikler düzenler.
VI.
DEMOKRATİK, ÖZGÜRLÜKÇÜ, SOSYAL, EKOLOJİK VE EŞİTLİKÇİ ANAYASA MÜCADELESİ
12 Eylül Darbe Anayasası’nı bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıracak özgürlükçü, demokratik, çoğulcu, sosyal, ekolojik ve eşitlikçi yeni anayasaya ihtiyaç vardır. Ancak siyasi operasyonlar ve çatışmaların sürmesi, düşünce-ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller, Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Yasası eliyle aralarında seçilmiş vekiller, yerel yöneticiler, insan hakları savunucuları, öğrenciler, gazeteciler, avukatlar ve sendikacıların da olduğu binlerce insanın tutuklanması anayasanın yapım ve yazım sürecine gölge düşürüyor.
Yeni anayasanın yapım ve yazım süreci tüm bu gölgelerin ortadan kaldırıldığı, gerçekten demokratik ve katılımcı bir tarzda sürmelidir. Yeni anayasa evrensel demokratik değerler üzerine inşa edilmelidir. Yasama-yürütme ve yargı arasındaki denge mekanizmalarının güçlendirilmesi, idarenin kamusal ve yargısal denetimi, hak ve özgürlüklerin etkin ve işlevsel kullanımı açısından hayati önem taşımaktadır. İnsan haklarının ayrılmaz bir bütün olduğu anlayışıyla bireysel-kolektif, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel hakların tümü anayasal güvenceye alınmalıdır.
HDK, bu süreçte aşağıdaki talepler doğrultusunda mücadelesini yaygınlaştırır ve sürdürür:
- Türkiye’de yaşayan bütün halkların, toplulukların, kendi dilini ve kültürünü serbestçe geliştirme hakkı güvence altına alınmalı, vatandaşlık tanımında hiçbir etnisiteye üstünlük tanınmamalı.
- Anadilinde eğitim-öğretim ve anadilinde kamusal hizmet hakkı tanınmalı, devletin bu konudaki yükümlülüğü anayasada belirtilmeli.
- Halkların eşit ve özgür yaşamını güvence altına alacak şekilde, demokratik özerklik de dahil olmak üzere halkların kendilerini yönetme organları oluşturulmalı, yerinden yönetim anlayışı güçlendirilmeli. Yerel demokrasiye, yurttaşların karar alma mekanizmalarına doğrudan ve etkin katılımına olanak sağlanmalı, halka temsilcilerini geri çağırma hakkı tanınmalı.
- Düşünce, ifade, basın, örgütlenme, toplantı ve gösteri özgürlüğü hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan güvenceye alınmalı.
- Devlet laik olmalı; bütün inançlara ve inançsızlıkları eşit mesafede durmalı, dini şekillendirilmemeli, dini inançları tanımlamamalı, zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı.
- Tüm çalışanlar için sendika, Toplu İş Sözleşmesi, hak grevi, dayanışma grevi, siyasi grev ve genel grev hakkı, anayasal güvenceye bağlanmalı. Lokavt yasaklanmalı.
- Kadınların her alanda eşit temsili esas alınmalı. Devlet kadınlara karşı, her türlü şiddeti önlemekle, kadınlar ve erkekler arası işbölümünün, toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda eşitlikçi bir yapıya kavuşmasını desteklemekle yükümlü kılınmalı.
- Çocuk hakları evrensel standartlarda güvenceye alınmalı.
- İnanç, mezhep, dil, kültür, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, siyasi görüş, medeni hal, yaş, engellilik ve benzeri nedenlere dayanan her tür ayrımcılık yasaklanmalı. Devletin ırkçılık, cinsiyetçilik ve nefret suçlarının önlenmesi konusundaki yükümlülükleri açıkça belirtilmeli.
- Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, adil yargılama ilkesi tam olarak sağlanmalı. Özel Yetkili Mahkemeler, Askeri Mahkemeler ve her türlü olağanüstü yargı organı kaldırılmalı.
- Bilim, kültür ve sanat kurumlarının özerkliği sağlanmalı; bilim, kültür ve sanat özgür olmalı.
- Milli Güvenlik Kurulu, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurulu, Yüksek Askeri Şura, Devlet Denetleme Kurulu, YÖK ve RTÜK gibi vesayet kurumları kaldırılmalı. Üniversiteler özerk olmalı.
- Seçim barajlarına ve siyasi yasaklara son verilmeli. Siyasi partiler hiçbir gerekçe ile kapatılmamalı.
- Devletin herkese temel gelir ve insan onuruna yaraşır bir iş sağlama yükümlülüğü olmalı.
- Parasız sağlık, parasız eğitim ve barınma hakkı, gıda güvenliği temel hak olarak tanınmalı.
- Herkesten gelirine göre vergi alınmalı.
- Baskılara karşı direnme hakkı tanınmalı.
- Seçilme yaşı, oy verme yaşına indirilmeli.
- Barış hakkı tanınmalı. Askerlik zorunlu olmaktan çıkarılmalı; vicdani ret bir hak olmalı.
- Anayasada, yeryüzünün hakları tanınmalı, doğal yaşam alanları korunmalı, suya ve asgari enerjiye parasız erişim hakkı sağlanmalı, halkların kültürel ve tarihi mirası anayasal güvence altına alınmalı.
VII.
TUTUKLU ÖĞRENCİLERE ÖZGÜRLÜK
Üniversitelerde sesini yükselten, gidişatı eleştiren, demokratik protesto hakkını kullanan öğrencilere yönelik gözaltı ve tutuklamalar yüzlerce genci mağdur duruma düşürüyor. ‘Tutuklu Öğrencilere Özgürlük’ kampanyası, HDK’nin örgütlü olduğu tüm alanlarda gündeme alınır, bu konuda yerel meclisler etkinlikler düzenler.
VIII.
TMY ve ÖYM’LER KALDIRILSIN!
HDK, ifade, düşünce, örgütlenme ve demokratik eylem özgürlüğünü baskı altına alan ve binlerce muhalifin cezaevlerine doldurulmasına yol açan Terörle Mücadele Yasası ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması için mücadele eder, bu yönde faaliyet sürdüren ‘Milyonlar Adalet İstiyor İnisiyatifi’nin çalışmalarını aktif olarak destekler.
IX.
EĞİTİM VE SAĞLIK
1. HDK Genel Kurulu, 4+4+4 olarak bilinen yasa ile ilgili olarak eğitim hakkına saldırılar, anadilinde eğitim hakkı ve zorunlu din dersleri konularında, öğretim yılının açılışını da gözönünde bulundurarak yerellerde çalışmalar yapılmasının planlanması için Genel Meclisi görevlendirir.
2. HDK, sağlık hizmetlerinin alınıp satılan bir meta haline getirilmesine ve vahşi kapitalizmin insafına terk edilmesine karşı, emekçi halkların sağlık haklarının savunulması amacıyla ‘halk için sağlık projesi’ hazırlar. Anadilinde sağlık hizmetlerini savunur. Sağlık alanındaki sorunlar ve sağlık emekçilerinin problemleriyle ilgili eylemli mücadele sürecine yerel örgütleri ile katılır ve bu eylemlerin örgütlenmesinde HDK’li sağlık çalışanları aktif olarak yer alır.
X.
CANLI YAŞAM MERKEZLİ BİR EKOLOJİK POLİTİKA
- Tarım alanlarına ve meralar üzerine yapılan enerji ve sanayi yatırımları yeni bir metalaşma süreci başlatmıştır. Başta üretici köylülerin yaşam alanlarını tehdit edenler olmak üzere, tarım arazileri ve meraların talan, tahrip ve kirletilmesine yönelik girişimler engellenmeli, bu kapsamdaki tüm enerji yatırımı uygulamalarına karşı çıkılmalıdır. Öngörülen ve şu an Urfa Birecik’te ve Hakkâri-Bağışlı’da yapılacağı açıklanan güneş enerjisi yatırımlarının ortak özelliği 1. sınıf tarım topraklarının üzerine kuruluyor olması ve suya ihtiyaç duyan termik özellikli enerji santralleri olmasıdır. Fırat Nehri’nin hemen kıyısında ve 1. sınıf tarım topraklarında olan Birecik Santralı projesi de bu kapsamdadır. Dicle’yi besleyen en önemli su kaynakları Hakkâri ili sınırlarındadır. Bu proje ile hem su kaynakları gasp edilecek, hem de tarım bitirilecektir. Van ili de tarımın bitirileceği, suların gasp edilerek metalaştırılacağı hedefler arasındadır. Geleneksel tarımsal üretimin ciddi oranda azalması neticesinde yeni göç dalgalarının ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. HDK, Kürt halkının özgürlük mücadelesini boğmayı da kapsayan bu planlara karşı mücadele eder.
- Sağlıklı suya erişim hakkı gasp edilemez, şişelenmiş suya mahkûm edilmemiz de kabul edilemez. Tüm canlıların yaşam kaynağı olan su, sermayenin eline teslim edilemez. HDK, kullanım değeri üzerinden ele alınması gereken, evlerde ve geçimlik tarımda kullanılan suyun ücretsiz sağlanması için ve sermayenin su havzalarını bütünleşik ya da tekil olarak metalaştırmasına-ticarileştirmesine karşı mücadele eder.
- HDK, enerji nakil hatlarının insan ve diğer canlılar üzerinde yarattığı kirlilik, kaza riskleri ve doğal alanların tahribatını engellemek için mücadele eder.
- Tarımsal üretimde kullanılan mazot, gübre ve ilaçlardan başta ÖTV olmak üzere tüm vergiler kaldırılmalıdır. Sermayeye alabildiğine destek ve teşvikler verilirken, üretici köylülerin neredeyse tamamen elinden alınan tarımsal desteklerin yeniden ele alınıp arttırılması HDK’nin mücadele hedeflerinden biridir.
- HDK, biyo güvenliğin korunması yerine, kapitalizmin gıda egemenliğini örmeye çalışan hükümet politikalarını, GDO’lu tohum ve ürünlerin ülkemize girişini ve GDO’lu tohumlarla ekim yapılmasını engellemek ve yasaklanmasını sağlamak için çalışmalar yürütür.
- Ortaklaştığımız esaslı politikalarından biri olan ekoloji politikası, aynı zamanda sömürü düzeni olan kapitalizme ve neoliberal politikalara karşı mücadeledir. Bu kapsamda HDK, ‘sürdürülebilir kalkınma’ adı altındaki yıkım politikalarına net biçimde karşı durarak, bunun yerine yaşam alanlarını, doğal ve kültürel varlıkları koruyan canlı yaşamı merkezli politikayı yaygınlaştırmak, bu politikanın yaşama geçirilmesinde halkların karar alma süreçlerine katılımının ve doğrudan demokrasinin yerleşmesi için mücadele yürütür.
XI.
EMEK ALANINDA, SENDİKALARDA, MESLEK ODALARINDA VE DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİNDEKİ HDK’LİLERE ÇAĞRI...
Ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal ve kültürel alanlardaki tüm toplumsal muhalefet güçlerinin olanaklarının birleştirilmesi HDK’yi güçlendirecek, egemen güç odakları karşısında mevzi kazanmamızı kolaylaştıracaktır. Sendikalar, meslek odaları, barolar, aydın, sanatçı, akademisyen cephesi, gençlik, kadınlar, üretici köylü ve doğa-yaşam savunucusu hareketler, yerel ve yöresel dernekler, basın gibi alanlarda güçlerin zaman yitirilmeden birleştirilmesi önemlidir.
Bu yaklaşım doğrultusunda HDK bileşenlerinin bu belirtilen alanlarda ortak hareket etmemeleri, edememeleri, enerji ve güç kaybına neden olmakla kalmıyor, HDK’nin güçlü ve etkili bir yapı olarak inşa edilmesi sürecini zaafa uğratıyor ve HDK’nin hedef kitlesi içindeki görünümünü zayıflatıyor. HDK bileşenlerinin yanı sıra henüz HDK bünyesinde yer almamış olmasına rağmen, bu hedef kapsamında olan politik çevre ve oluşumlarla da sendikalar ve diğer alanlarda temas içinde olmak, birlikte hareket etmek, birlik ve ittifaklar kurmak gerekli ve önemlidir. Bu alanlarda etkili olabilmenin, itici ve sürükleyici güç olarak öne çıkabilmenin yolu, kendisini HDK aidiyeti içerisinde gören, örgütlü-örgütsüz tüm bireylerin söz konusu alanlarda HDK örgütlenmesini gerçekleştirip ortak hareket etmesinden geçmektedir.
Bu nedenle HDK bileşenlerinin (kurum ve bireyler) sendikalarda, meslek örgütleri ve sözü edilen diğer alanlarda ortak bir tutum geliştirme görevi, sürece ve kendiliğindenciliğe bırakılmayacak kadar önemlidir. Ortak hareketin örülebileceği öncelikli mekanlar ise, iş yerleri, eğitim birimleri, fabrika, mahalle, sokak gibi üretim, hizmet ve yerleşim alanlarıdır.
İşçi ve emekçilerin birliği HDK’nin çimentosu olacaktır. Bu yaklaşımdan hareketle, Genel Kurul özellikle emek alanında, sendikalarda, meslek odalarında ve demokratik kitle örgütlerindeki bütün HDK bileşenlerini, bütün HDK’li işçi ve emekçileri ortak tutum geliştirmeye ve HDK tüzel kişiliği altında birleşmeye çağırır.
XII.
İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ
Her gün tersanelerde, madenlerde, inşaatlarda ya da diğer sektörlerde işçi cinayetleri ve hatta katliam haberleriyle karşılaşıyoruz. Cinayetlere işsizlik, yoksulluk, güvencesiz çalışma ve örgütsüzlük zemin hazırlıyor. Üstelik bu cinayetler güvencesiz istihdamın yaygınlaşmasıyla birlikte giderek artıyor.
İş kazaları ve meslek hastalıkları, sermayenin azami kâr hırsı ve çalışma yaşamına yönelik politikaların emek aleyhine oluşmasından kaynaklanıyor. Emek maliyetini düşürmek üzere dayatılan esnek çalışma düzeni bu cinayet araçlarının giderek yayılmasına ve emekçilerin yaşamını yitirmesine neden oluyor.
İşçi sınıfının can güvenliği ve sağlığı konusu, emekçiler açısından en önemli sorun alanı haline gelmiştir. HDK, bu yaşamsal soruna özel bir duyarlılık gösterir ve işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yapar.
XIII.
EMEK HAREKETİNİN YENİDEN YAPILANMASI
Üretim ve istihdam biçimlerinde yaşanan değişimle birlikte, işçi sınıfının bileşimindeki farklılaşma, çeşitli biçimlerde uygulanan geçici çalışmanın temel istihdam biçimi haline gelmesi, kuralsız çalışmayı ve dolayısıyla güvencesizliği artıran sonuçlar üretiyor.
İşçi sınıfının çalışma ve yaşama koşullarının giderek kötüleştiği bir süreci yaşıyoruz. Bu gelişmelere; sendikal hareketi ve işçi sınıfını denetim altına alma girişimleri ve güvencesiz istihdamı artıran yeni hukuksal düzenlemeler de eşlik ediyor.
Sendikal yapıların güç, güven ve itibar yitirdiği, sendikal bürokrasinin egemenliğini sürdürdüğü, yaşanan tüm bu gelişmelere ve beklentilere yanıt vermediği bu süreçte, sendikal hareketin yeniden yapılanması ve inşası ertelenemez bir sorundur.
Bu ve benzeri nedenlerle, HDK önümüzdeki dönemde başta sendikal hareket olamk üzere emek hareketinin tüm alanlarının yeniden yapılanmasına yönelik politikaların üretilmesi ve hayata geçirilmesi konusunda çalışmalar yapmayı ve bu doğrultuda aktif rol üstlenmeyi karar altına alır.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİ
Birinci Genel Kurul’daki Değişikliklerle Kabul Tarihi: 13 Mayıs 2012
Madde 6: Genel Kurul
h) Genel Kurul oluşumunda 25 yaş ve altında olanlar için en az % 10 gençlik kotası uygulanır.
l) Program ve Tüzüğe ilişkin değişiklik ve kararları toplantıya katılanların (hazirun listesinde imzası bulunanların) en az 2/3’ünün olumlu oyuyla alır. Diğer kararlarını Genel Kurul’a katıldıklarını imzalarıyla belirten delegelerin salt çoğunluğunun (yüzde elli bir) olumlu oyuyla alır. Alınan kararın yeniden görüşmeye açılabilmesi için toplam delegenin 1/5’inin istemi gerekir.
m) Yürütme faaliyetini gerçekleştirmek üzere kendi içinden 121 delegeden oluşan Genel Meclis’i seçer. Ayrıca, Genel Meclis’in toplam üye sayısının 1/4’ü oranında yedek üye belirler. Kadın ve gençlik kotası uygulaması her iki seçim için de geçerlidir.
Madde 7: Genel Meclis :
b) Olağan olarak 45 günde bir toplanır ve toplanma yeter sayısı üye tam sayısının salt çoğunluğudur.
f) Kararlarını toplantıya katılanların en az 2/3’ünün olumlu oyuyla alır.
h) Genel Meclis delegelerinin 1/5’nin istemi veya Yürütme Kurulu’nun gerekli gördüğü hallerde olağanüstü toplanır. Olağanüstü toplantı gündeminde çağrıya neden olan konu yer alır. En geç onbeş gün içinde toplanır.
Madde 8: Daimi Komisyonlar
b) Genel Kurul ve Genel Meclis’in ihtiyaç duyduğu konularda sürekli çalışma yapar. Bu yönde rapor, dosya, karar tasarısı, yönetmelik, proje, konferans, seminer, eğitim, toplantı, kampanya, etkinlik, bildiri, broşür, afiş, kitap, vb. hakkında çalışmalar yapılması için Genel Kurul’a ve/veya Genel Meclis’e öneriler sunar. Komisyon üyeleri istedikleri takdirde yürürlüğe sokulan etkinliklerde görev alabilirler.
ç) Çalışmalarında Genel Kurul ve Genel Meclis’in çalışma esasları geçerlidir. Bu konuda yönetmelik çıkarılır. Konularla ilgili tavsiye niteliğindeki kararlar salt çoğunluk üzerinden gerçekleşir. Kararlara şerh konulabilir, ama şerh kararın gerekçesinden uzun olamaz.
Madde 9: Genel Meclis Divan Heyeti ve Yürütme Kurulu
ç) Faaliyetlerin yürütülmesi sırasında ihtiyaç duyulan kararları toplantıya katılanların 2/3’ünün olumlu oyuyla alır. Gerekli hallerde, Program’ın öngördüğü doğrultuda, Genel Kurul ve Genel Meclis kararları çerçevesinde ve güncel gelişmelere dair tutum ve tavır belirler, çağrılarda bulunur, basına ve kamuoyuna açıklama yapar. Görüşmelerde bulunur ve Genel Meclis ve Kongre’nin temsilini sağlar. Çalışma usulleri, Genel Kurul ve Genel Meclis’in çalışma ilkeleri esasına bağlı olup, çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
d) Her hafta olağan bir şekilde ve en az üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanarak gündemindeki konuları görüşür. Olağanüstü toplanması Divan Heyeti ve Yürütme Kurulu’nun kararı veya Meclis üyelerinin 1/5’inin istemi üzerine gerçekleşir.
Madde 10: Bölge Meclisleri
a) Genel Kurul’un belirlediği illerin meclis mensuplarının bir araya gelmesinden oluşur. Bölge Meclisi sayısını ve illerin hangi bölgelere dahil olacakları hususunu Genel Kurul kararlaştırır.
b) Kongre Programı, Genel Kurul ve Genel Meclis kararlarının bölge gerçekleri bağlamında yürürlüğe sokulması için gerekli çalışmaları yapar.
c) Genel Kurul ve Genel Meclis’in çalışma ilkelerine uygun olarak faaliyet yürütür. Bu konuda yönetmelik çıkarılır.
ç) Çalışmaları altışar aylık dönemlerde değişmek üzere, kotalar gözetilerek bölge bünyesindeki her ilden bir meclis mensubunun içinde yer aldığı bir yürütme kurulu tarafından düzenlenir. Toplantı yeri, tarihi, gündeminin belirlenmesi ve gerekli belgelerin temini bu kurul tarafından yapılır. Toplantılarını, içinde yürütme kurulu mensuplarının da bulunduğu üç kişilik bir divan yönetir.
d) Bölge Meclisleri iki ayda bir toplanır ve gündemindeki konuları görüşüp gerekli kararı alır. Genel Meclis ve Genel Kurul’a dair önerileri yürütme kurulu, illere dair kararları il meclisi mensupları iletir.
e) Bölge Meclisi Yürütmesi’nin, bölgedeki il meclislerinden 1/5'inin istemi veya Bölge Meclisi mensuplarının 1/5’inin istemesi halinde olağanüstü toplanır. Öncelikli gündem maddesi, toplanmasını isteyenlerin önerdiği madde olur.
f) Bölge Meclisleri’nde kararlar toplantıya katılanların 2/3’ünün olumlu oyuyla alınır. Alınan kararın yeniden görüşülmesi için 1/5 üyenin istemi gerekir. Oylamalar açık işaret yoluyla yapılır.
g) Bölge Meclisi gerekli görürse bölgeyle ilgili geçici komisyon(lar) kurar. Bu komisyonlar genel esaslar dahilinde çalışır.
h) Çalışmalarının gerektirdiği giderler, bünyesinde bulunan il meclislerinin dayanışmasıyla karşılanır.
Madde 11: İl Meclisi
a) İl meclisi merkez ilçe dahil, o ilin ilçe meclislerinin mensuplarının toplamından oluşur. İl Meclisi mücadele alanlarından gelen yeni katılımlarla genişleyebilir.
b) Altı aylık dönemler için, kadın kotasına uyulmak kaydıyla en az 5, en çok 9 kişiden oluşan bir yürütme kurulu belirler. Toplantıları, gündemi, toplanma yeri ve tarihi bu kurul tarafından belirlenir.
d) Bölge Meclisi, Genel Meclis, Daimi Komisyonlar ve Genel Kurul’la, yürütme ve görevli delegeler aracılığıyla ilişki kurar, karar ve önerilerini iletir.
e) Yürütme çağrısıyla veya il meclisi mensuplarının 1/5’inin istemesi halinde olağanüstü toplanır. Öncelikle olağanüstü toplanmaya yol açan konu görüşülür.
f) İl meclislerinde kararlar, toplantıya katılanların 2/3’ünün olumlu oyuyla alınır. Alınan kararın yeniden görüşülmesi için il meclisi mensuplarının 1/5’inin istemi gerekir. Oylamalar açık işaret yoluyla yapılır.
h) İl meclisinin çalışmalarının giderleri mensuplarının dayanışma amaçlı destek ve katkılarıyla karşılanır.
Madde 12: İlçe Meclisi
a) Merkez ilçe dahil, ilçe Genel Kurul delegeleri ile Kongre’nin amacı ve ilkeleri doğrultusunda çalışmalara katılmak isteyen ve o ilçede oturan ve/veya çalışan ve bu yerel meclisin mensubu olan bireylerden oluşur.
b) Altı aylık dönemler için, kadın kotasına uyulmak kaydıyla en az 5, en çok 9 kişiden oluşan bir Yürütme Kurulu belirler. Toplantıları, gündemi, toplanma yeri ve tarihi bu kurul tarafından belirlenir.
c) Kongre Programı, Genel Kurul, Genel Meclis, Bölge Meclisi ve İl Meclisi’nin kararları ile ilçe sorunları bağlamında gerekli çalışmaların yapılması için kararlar alır ve yürürlüğe koyar. Kararlar toplantıya katılanların 2/3 çoğunluğuyla alınır. İlçe meclisi mensuplarının 1/5’inin istemesi halinde kararlar gözden geçirilir. Oylamalar açık işaret yoluyla yapılır.
e) İlçe meclisleri en az ayda bir toplanır ve gündemindeki konuları görüşüp gerekli kararları alır. Karar ve önerileri İl Meclisi, Bölge Meclisi, Genel Meclis, Daimi Komisyonlar ve Genel Kurul’a Yürütme Kurulu aracılığıyla iletilir. Genel Kurul ve Genel Meclis’in çalışma ilkelerine uygun olarak faaliyet yürütür.
f) Yürütmenin ve ilçe meclisi mensuplarının 1/5’inin istemesi halinde olağanüstü toplanır. Öncelikle toplanma gerekçesi olan konu görüşülür.
h) İlçe meclisinin çalışmalarının giderleri mensuplarının dayanışma amaçlı destek ve katkılarıyla karşılanır.
ı) İlçe ve belde belediye başkanları ilçe meclislerinin doğal delegesidir.
i) İlçe meclisleri için geçerli kurallar belde meclisleri için de geçerlidir.
Madde 13: Delegelik
c) Delege, yerel meclis esas alınarak Genel Kurul tarafından çıkarılan yönetmelik esaslarına göre seçimle belirlenir. Görev süresi bir yıldır. Delegeliğin düşürülmesi için, seçimin yapıldığı birim meclisinde toplantıya katılanların 2/3’nün oyu gerekir. Oylama gizli oy, açık sayım esasına göre yapılır. Söz konusu delege, delegeliğinin düşürülmesi ile ilgili her düzeyde ilgili kurullar nezdinde gerekli açıklamaları yapma hakkını kullanabilir. İtiraz için Genel Kurul’a başvurabilir. Genel Kurul bu yönde alınan kararları görüşme yapmaksızın gizli oy açık sayım esasıyla ve toplantıya katılanların 2/3 oyla kaldırma yetkisine sahiptir.
d) Delege, mensubu olduğu yerel mecliste alınan yerel ve diğer sorunlara dair kararları Genel Kurul’a taşır. Ayrıca farklı bir düşünceye sahipse bunu açıklamakta özgürdür.
f) Delege, Genel Kurul’un giderlerini karşılamak üzere belirlediği dayanışma ve destek taahhütlerini kabul eder.
Madde 15: Milletvekilleri ve Belediye Başkanları
c) Kongre’yi destekleyen eski milletvekilleri ve il belediye başkanları Genel Kurul’un doğal delegeleridir.
Madde 16: Etik Kurul
a) Meclis mensupları ile Kongre kurulları arasında doğan ve doğrudan politik olmayan sorunların karşılıklı görüşmeler yoluyla çözümüne katkı sunulması amacıyla Genel Kurul ve il meclisleri düzeyinde, kota ilkeleri dikkate alınarak, en az üç en fazla yedi delegeden oluşan heyete Etik Kurul denir.
b) Etik Kurul hakemlik ya da iç hukuk uygulayan bir kurul olmayıp, karşılıklı diyalogla sorunların aşılması için uygun zeminin yaratılmasına katkıda bulunur.
c) Çalışma usul ve ilkeleri Genel Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Madde 17: Delegenin Görevleri ve Seçim Sistemi
a) Delegeler seçimle belirlenir. Seçim esas ve usulleri Genel Kurul tarafından hazırlanan yönetmelikte belirtilir.
b) Delege seçimleri seçimli Genel Kurul tarihinden bir ay önce yerel birimlerde yapılır.
Madde 19: Dayanışma
Kongre, faaliyetlerini her düzeydeki kurullarında yer alan kurul mensupları ve yerel meclis mensuplarının dayanışma ve katkılarıyla yürütür.