Kaza Değil, Kader Değil, İş Cinayeti


Bugün Manisa’da tarım işçilerini taşıyan kamyonetin tanker ile çarpışması sonucu 13’ü kadın 15 tarım işçisi hayatını kaybetti. Kamyon kasasında can veren tarım işçisi Nesrin Aydın 3 aylık hamileydi.

Manisa’da çoğunluğu kadın 15 tarım işçisinin yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanan katliam gibi kaza, bir kez daha tarım işçilerinin can güvenliğini sağlayacak iş ve çalışma koşulları sorununu ortaya koymuştur. Tarım sektöründe meydana gelen iş kazalarının büyük bölümü, işçilerin traktör kasalarında, kamyon kasalarında taşınırken meydana gelen trafik kazası görünümlü iş cinayetleridir. Tarımda yaşamını kaybedenlerin büyük bölümü kadın işçilerdir. Tarım alanında hakim olan dayıbaşı sistemi ile kadın işçiler, çoğu kez canına da mal olacak şekilde insanlık dışı koşullarda, iş güvenliğinden yoksun, ucuz işgücü olarak çalıştırılıyor. Kadınlar çoluk-çocuk birlikte, evin tüm işlerini de sırtlanarak, açlık sınırına bile yaklaşmayan ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyor.

2014 yılında 1886 işçi, 2015’in ilk 6 ayında 190 işçi, iş cinayetlerinde katledildi. İş kazaları sonucu ölümlerin sektörel dağılımında tarım işkolu %21 ile ikinci sırada gelmektedir. Tarımda iş cinayetleri ve yoğun emek sömürüsü, bu nedenle büyük çoğunlukla bir kadın işçilik sorunudur.

İş kazaları sonucu ölümler, kaçınılmaz değildir, kader değildir. İşçi ölümleri, bir ülkedeki sömürünün yoğunluğunun ve devletin işçi sınıfı karşısında konumlanışının aynasıdır.
Acilen, tarım işçilerinin can güvenliğini sağlayacak önlemlerin alınması gerektiği ortada iken, Hükümet, bugüne kadar hiçbir adım atmadı. AKP Hükümet’inin önceliği, daha fazla rant ve kar için; iş cinayetlerinin en çok yaşandığı sektörlerde daha fazla inşaat, daha fazla doğal ve tarımsal alanların yok edilmesi, daha fazla taşeron sisteminin yaygınlaştırılması, ücretlerin ve işçilerin örgütlenmesinin, hak arayışının baskılanması olmuştur.

Biz kadınlar, daha fazla kadın işçinin kar uğruna, açlık sınırındaki ücretler uğruna iş cinayetlerinde, trafik kazalarında katledilmesini seyretmek istemiyoruz.
Devlet; kadın tarım işçileri başta olmak üzere, işçilerin güvenli koşullarda taşınmasını sağlayacak işçi servis araçları sağlamalıdır. Tarım işçilerinin can güvenliği ve insani çalışma koşullarının güvencesini sağlayacak etkili bir denetim uygulanmalı, devlet görevlilerinin yaşanan iş cinayetlerinden sorumluluğu açık olarak tanımlanmalı ve hesap vermelidir.
Mevsimlik tarım işçilerinin barınma alanları, sağlık koşulları ve kadın emeği aleyhine eşitsiz ücret uygulamasına son verecek asgari insanca yaşam ücreti saptanması dahil olmak üzere, tarım işçilerinin sorunlarının çözümü için acilen adımlar atılmalıdır.

HDK Kadın Meclisi olarak, tarım işçisi kadınların yaşamları ve emeklerinin savunulması için mücadeleyi ve dayanışmayı büyüteceğiz.

HDK Kadın Meclisi