Reyhanlı katliamının siyasi sorumlusu AKP Hükümeti’dir

Hatay'ın Reyhanlı İlçesi’nde bombalı araçlarla doğrudan halkı hedefleyen bir katliam yapıldı.

Biz bu vahşeti çok iyi tanıyoruz. Halkı bombalamak kontrgerillanın eylem tarzıdır. Irak'ta, Suriye'de mezhep çatışması kışkırtmak için patlatılan araç bombalarının bir benzeridir Reyhanlı'da patlatılan.

Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamlarından birisi yaşandı. Acımız tarifsizdir. Yaşamını yitiren 46 insanımızın yakınlarına ve halklarımıza başsağlığı diliyoruz. Yaralanan 51'i ağır 200 yurttaşımıza acil şifa diliyoruz.

Reyhanlı katliamı, AKP Hükümeti’nin Suriye politikasının bir sonucudur. Tıpkı Akçakale'ye düşen top mermileri gibi... Tıpkı Cilvegözü sınır kapısındaki patlama gibi...

Rüzgar eken, fırtına biçer. NATO güdümündeki “Özgür Suriye Ordusu”nu silahlandıran, Hatay'daki kamplarda eğiten ve Suriye'ye gönderen, yaralı ÖSO militanlarına sağlık hizmeti veren hükümet, iki yıldır Suriye'de iç savaşı kışkırtıyor. Pek çok ülkeden Türkiye'ye gelen çete elemanları ülkemizde eğitilerek Suriye'ye savaşmaya yollanıyor. Yine Rojava'da, Kürt halkının yönetimini yıpratmak için ÖSO çeteleri Türkiye güdümünde saldırılar düzenliyor.

Bugün Reyhanlı'da 46 yurttaşımızın canına mal olan bu kitle katliamı AKP'nin izlediği savaş siyasetinin bir sonucudur. Reyhanlı katliamının bütün siyasi sorumluluğu AKP Hükümeti’ne aittir.

Böyleyken, İçişleri Bakanı Güler, daha patlamanın üzerinden 7 saat geçmişken “örgüt belli, kişiler büyük oranda belli, Suriye muhalefetiyle alakası yok, olay El Muhaberat'la bağlantılı” açıklaması yapmıştır. Devlet bu açıklamayla, olaya dair her türlü yoruma ipotek koymuş, hemen ardından TV'lere yayın yasağı getirilmiştir. Yayın yasağı, katliama dair her türlü bilgi üretimine getirilmiş bir sansürdür.

Roboski katliamını, üzerinden 500 gün geçtiği halde aydınlatamayanların, Reyhanlı'da bütün bağlantıları 7 saatte “açığa çıkarmaları” manidardır! Daha yaşamını yitiren yurttaşlarımızın kimliği belli olmamışken, bombalayanların kimliğinin belirlendiği iddiası trajikomiktir. Hükümet, gerçekleri kuru ithamlarla değil, belge ve delillerle ve zaman geçirmeden ortaya koymalıdır.

Gerek bombalamanın doğrudan halkı hedeflemesi, gerekse bombalı araca bir esirin kelepçelenmiş oluşu, halk düşmanı çetelerin ve oluşumların hareket tarzını anımsatıyor.

Reyhanlı halkı patlamaların ardından sokaklara çıkarak “Erdoğan istifa” sloganlarını atmıştır. Reyhanlı katliamı, Suriye Devleti’yle ilişkilendirilerek Türkiye adım adım savaşa itiliyor. Reyhanlı'da yaşanan acı, çok daha büyük başka acıların basamağı yapılmak isteniyor.

Halkların Demokratik Kongresi olarak, Reyhanlı katliamını lanetliyoruz. Suriye'ye dönük savaş siyasetine ve Özgür Suriye Ordusu çetelerinin Türkiye'de eğitilmesine derhal son verilmesini istiyoruz.

Halklarımızı, demokrasi, barış ve emek güçlerini Reyhanlı katliamına ve AKP hükümetinin Suriye'ye dönük savaş kışkırtıcılığına karşı mücadeleye, sesini yükseltmeye çağırıyoruz.

HDK Yürütme Kurulu
12.05.2013