KCK Davasından Adalet Çıkmaz... Tüm Tutsaklar Serbest Bırakılsın !

BDP ilçe, il ve merkez yöneticileri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve parti üyeleriyle, aralarında akademisyen, yayıncı ve gazetecilerin de olduğu çoğu tutuklu 193 kişinin yargılandığı İstanbul KCK davası Silivri’de sürüyor.

Davanın ilk günü Emniyet Kuvvetleri, İstanbul çapında sıkıyönetim koşulları yaratarak, duruşmaları izlemek için Silivri’ye gidecek kitleyi engellemeye ve yıldırmaya çalıştı. Ancak Kürt halkının, HDK’nin, demokratların, barış ve emek güçlerinin aydın, sanatçı, akademisyen ve yurtdışından gelen heyetlerin yargılananlarla dayanışma göstermesini engelleyemedi.

Daha ilk celsede dışarıdaki sıkıyönetim düzeninin duruşmalarda da uygulanacağı belli oldu. Mahkeme, sanıkların ve avukatların anadilde savunma ve “yetkisizlik kararı” verilerek dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi gibi tüm taleplerini bir kalemde reddederek, davanın siyasi niteliği ve sonucu hakkında tam bir fikir verdi.

Bu davanın hedefinde BDP vardır; yasal, demokratik siyasi mücadele alanının Kürtlere yasaklanması vardır. Doğrudan partiyi kapatma taktiği artık eskiyince, hükümet BDP kadrolarını, yöneticilerini, üyelerini, mücadeleye destek veren aydınları, yazar ve akademisyenleri cezaevlerine doldurma yolunu seçti. Hatta savunma hakkının en temel aktörleri olan avukatlar da hedef tahtasına konularak sanık sandalyesine oturtuldu.

TMK ve artık isimleri değişse de fonksiyonları aynı kalan Özel Yetkili Mahkemeler, Kürt halkının ve AKP’ye muhalefet eden her kesimin demokratik hak taleplerini bastırma taarruzunda en önde rol almakta, yargı, hükümet politikalarının doğrudan bir uygulama aracı halinde çalışmaktadır.

Duruşmaların ikinci günü olanlar bunun en canlı ispatıdır. Avukatların üzerlerinde kimlik ve cübbeleri olmasına rağmen duruşmaya alınmadığı, bazılarının jandarmanın dipçik darbeleriyle yerlerde sürüklendiği, salonun Robokop’larla basıldığı ve izleyicilerin terörize edilerek dışarı atıldığı bir duruşma rejiminden söz ediyoruz. Yani Tayyip Erdoğan’ın “ileri demokrasi” dediği; hakka, hukuka ve bunların en küçük kırıntısını bile savunanlara karşı her türden saldırının, baskının ve zulmün kural olduğu bir rejimin yargısından söz ediyoruz.

Çok açıktır ki, AKP iktidarının, hukukun asla aydınlatmadığı bu karanlık dehlizlerinden adalet çıkmaz. Halkların Demokratik Kongresi olarak adalet arayanları, eşitlik ve demokrasi için mücadele edenleri bu karanlığa karşı birleşmeye, tutuklularla dayanışmaya çağırıyoruz. 11 Temmuz’a kadar sürecek olan KCK İstanbul duruşmalarını kitlesel olarak izleyelim, dayanışmamızı sürdürelim ve hep birlikte haykıralım:

Bu ortaçağ artığı engizisyon uygulamalarına derhal son verin... Kürt halkına, Kürt siyasetçilerine ve dostlarına karşı sürdürülen bu siyasi operasyonu derhal durdurun ve tüm siyasi tutsakları serbest bırakın...

HDK Yürütme Kurulu