AKP’nin “Demokratikleşme Paketi” Fiyaskosu

Günlerdir konuşulan, “bugün, yarın, açıldı açılacak...” gibi tartışmalara vesile olan, yazılı ve görsel tüm medyada programlara ve manşetlere çıkarılarak büyük beklenti yaratılan “Demokratikleşme Paketi” nihayet açıldı.
Paketle, Kürt sorunundan Alevi yurttaşların eşit yurttaşlık taleplerine, anadilinde eğitim hakkından seçim barajının kaldırılmasına, TMK, Siyasi Partiler Kanunu’na kadar bir çok alandaki anti-demokratik uygulamalara son verileceği günlerdir tartışıldı. KCK tutuklularının özgürlüklerine kavuşacağı, basın, düşünce ve toplantı özgürlükleri alanında demokratikleşmenin sağlanacağı söylendi. Ancak umut tüccarlığı yapılarak göklere çıkarılan “Demokratikleşme Paketi”nden çıka çıka göz boyama çıktı.

Mücadelelerle ve bedeller ödeyerek fiilen kullanılan, ya da makyaj mahiyetindeki maddeleri bir yana bırakacak olursak, sorunları çözme yerine, erteleyen ve bu seçimlerde de AKP’yi desteklemeyi vaaz eden bir sonuçla karşı karşıya kalındı.

AKP Hükümeti, halkla, işçi ve emekçilerle dalga geçiyo
r

AKP Hükümeti, her dilden ve her inançtan halklarımızın taleplerini karşılamıyor, bahaneler üretiyor. Hükümet, özgürlük ve eşitlik taleplerini karşılamak yerine, göz boyamakta, ipe un sermekte ve gerçekleri ters yüz ederek, her şeyi toz pembe göstererek eski düzeni sürdürmekte ısrar ediyor.

Başbakan’ın “Demokratikleşme Paketi”ne ilişkin sözleri hem boş hem de başta Kürt halkı olmak üzere tüm halklarımızla, işçi ve emekçilerle dalga geçmekten başka bir anlam ifade etmiyor.

Kürt sorununun demokratik çözümünde hiçbir soruna yanıt verilmiyor. “Çözüm ve Barış Süreci”nin ikinci aşaması olarak düşünülen ve hükümetin atması gereken hiçbir adım atılmıyor. Tıkanıklığın ve güvensizliği aşılması için parmak bile kıpırdatılmıyor. Gerillaları geri çeken ve ısrarla “müzakere, çözüm ve barış” diyen Kürt Özgürlük Hareketi’nin ortaya koyduğu hiçbir talep karşılanmıyor. Suriye meselesinde olduğu gibi, Kürt sorununda da çatışma ve savaş isteyen bir tutum sergileniyor.

Alevilerin eşit yurttaşlık talepleri de karşılanmıyor. Emekçilerin hiçbir talebine yanıt verilmiyor. TMK yerinde duruyor. Her dilden ve inançtan halklarımızın taleplerinde ilerleme sağlanmıyor. Basın, düşünce, ifade, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller korunuyor. Seçim barajı, Siyasi Partiler Kanunu, temsilde adaleti sağlamayacak öneriler ileri sürülerek muhafaza edilmek isteniyor.

Halklarımız, demokrasi güçleri, işçi ve emekçiler boş laflara aldanmayacak, beklentilere kapılmayacak
Halkların Demokratik Kongresi olarak halklarımıza çağrımız, demokrasinin kazanılması için omuz omuza mücadelenin tek çıkar yol olduğudur. Geleceğimizi, ne AKP’ye ne de okullarda her sabah okutulan ırkçı ve şoven ant kaldırılıyor diye hayıflanan statükoculara teslim etmeyeceğiz.

Özgür, eşit, demokratik ve kardeşçe bir geleceği ancak halkların birleşik mücadelesiyle kurabiliriz ve bunun için mücadele edeceğiz.

HDK Yürütme Kurulu
1 Ekim 2013