12 Mart Darbesi, Gazi Katliamı ve Sivas Davası; İşte Türkiye’nin Karanlık Yüzü

AKP Hükümeti, demokratikleşmeden, geçmişle hesaplaşmaktan söz ediyor. Ama geçmiş ve bu gün yaşananlar bunu yalanlıyor. 12 Mart 1971 Askeri darbesinin 41. yılı aynı zamanda Gazi ve Ümraniye katliamlarının yıldönümü. Ayrıca Sivas katliamının zaman aşımı tehdidi ile karşı karşıya kaldığı günlerden geçiyoruz.

Aradan geçen yıllara rağmen, Türkiye’nin darbelerle ve karanlık tertiplerle hesaplaşamadığını gösteren üç tarihi olay üst üste binmiştir. AKP bu üç tarihi gelişme karşısında da, geçmişin üstünü örten ve bu icraatları gerçekleştirenlerle uyum içindedir.

12 Mart Darbesi ilerici güçlere, demokrasi ve özgürlük isteyenlere, işçilere, emekçilere, aydınlara ve gençlere yönelik bir kıyım dönemi oldu. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam sehpasında, Mahir Çayan, Cihan Alptekin ve arkadaşları Kızıldere’de, Sinan Cemgil ve arkadaşları Nurhak dağlarında, İbrahim Kaypakkaya işkencede katledildiler.
Binlerce aydın, akademisyen, genç cezaevlerine dolduruldu. İşçi ve emekçilere, köylülere yönelik saldırı, uyanış içindeki hareketi darbenin zoruyla durdurmaktı.

Ancak katliamlara, zorbalığa ve yaşatılan büyük acılara rağmen, işçi ve emekçi hareketi, halkın baskı ve sömürüye karşı mücadelesi giderek büyüdü. Egemenler 12 Eylül darbesi ile daha kapsamlı bir saldırıya geçtiler.
Darbelerle de yetinmeyen egemen güçler, Kürtlere, Alevilere, Ermenilere, gençliğe ve uyanış içindeki kesimlere yönelik tertip ve katliamlar sergilediler. Maraş katliamı, Çorum ve diğer katliamların bir devamı olarak Sivas katliamı gerçekleştirildi. Gazi katliamı ve katliamı protesto eden Ümraniye halkına yönelik olarak gerçekleştirilen katliam da aynı merkezlerden koordine edilen karanlık tertiplerdir.

12 Mart Darbesinin 41. yılında, 23 kişinin katledildiği Gazi katliamının 17. yılında hala darbecilerle ve katliamları tertipleyen karanlık güçlerle hesaplaşılamamıştır. Darbelerle hesaplaşmaktan söz eden AKP Hükümeti, Gazi katliamının üstünü örtmüş, katliamı gerçekleştirenlerle kader ortağı haline gelmiştir. Sivas katliamı karşısında gösterdiği tutum, AKP Hükümetinin katliamlar ve darbeler karşısındaki duruşunun göstergesidir. Sivas katliamının sanıkları korunmuş kollanmış, katliamın arkasındaki güçler açığa çıkarılmamış ve dava zaman aşımı tehdidi ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), darbelerle hesaplaşmadan, Türkiye’nin karanlık tarihi aydınlatılmadan, halka zulmedenler ve zulüm mekanizması lağvedilmeden gerçek demokrasiden söz edilemeyeceğini düşünmektedir. Darbelerden, darbecilerden ve katliamı tertipleyen güçlerden hesap sormanın yolu halkın örgütlü gücünden geçmektedir.

HDK, halka dayanan, halkın gücünün aydınlığa çıkaracağına duyduğu güvenle, darbeleri ve katliamları lanetlemekte, halkımızı karanlık tarihin aydınlatılması için mücadeleye çağırmaktadır.

HDK Yürütme Kurulu
12.03.2012