Yaşamı Savunan Direnişe Ses Ver!

28.04.2019

Bileşenlerinden biri de Halkların Demokratik Kongresi olan Leyla Güven Haklıdır Tecrit Kalkmalıdır İnisiyatifi, Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde “Yaşamı Savunan Direnişe Ses Ver” şiarıyla bir etkinlik düzenledi. 



Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, insanların en sıradan hakları için bedel ödediğini ve bunun nedeninin çözüm sürecinin bitirilmesi olduğunu kaydetti. AKP'nin savaşı gündelik hayatın içine taşıdığını ve en sıradan hakların bile gasp edildiğini vurgulayan Koçyiğit, "Dünyanın her yerinde siyasi tutsaklar, bedeni dışında direnecek hiçbir şeyinin kalmadığı süreçlerde açlık grevi yapıyor. Biz de tam böyle bir süreçten geçiyoruz. Mücadele edeceğimiz her alan baskı altında" dedi.

 

Leyla Güven'in direniş yolunu gösterdiğini belirterek "İmralı tecridine söz söylemeden ve görmeden hiçbir devrimci iddiamızı yerine getiremeyiz" diyen Koçyiğit, direnişçilerin kendileri için bir talebi olmadığını ve Öcalan'ın aile ve avukat görüşmesi yapabilmesini istediklerini belirtti.



Açılış konuşmalarının ardından Av. Sezin Uçar moderatörlüğünde “Hak talepleri ve açlık grevleri" başlıklı panele geçildi. Avukat Gülizar Tuncer, dünyada ve Türkiye’de açlık grevi direnişlerinin kısa bir tarihçesini dinleyicilere aktardı. Açlık grevi direnişçilerine "Ölmeyin" çağrısı yapılmasına değinen Tuncer, onlar ölmek için değil yaşamak için direniyor. Onlara 'sesiniz duyuldu eylemi bırakın' demeyin. Çünkü onların sesi yeteri kadar duyulmadı. Ayrıca onlar umutsuz oldukları için açlık grevinde değil" dedi.

 

 Avukat Emran Emekçi ise İmralı tecridi hakkında bilgilendirme yaptı. Kürt özgürlük hareketi lideri Abdullah Öcalan’ın avukat ve aile görüşü hakkının engellendiğini ifade eden Emekçi "Bu hukuki bir haktır ve devlet bunu engelleyemez" diye konuştu.

 


Tecrit ve açlık grevlerinin sağlık boyutuna değinen Prof. Ümit Biçer ise hekimlerin açlık grevini asla onaylamayacağını kaydederek bunun yanında insanların yaşamına ve iradesine saygı gösterdiğini söyledi. Biçer, iktidarın son yıllarda tutsakların sağlık, eğitim gibi temel haklardan mahrum bırakılabilecekmiş gibi davrandığını ancak, sağlıkçıların bu bakış açısı ile yaklaşamayacağını dile getirdi. Biçer, bu bakış açısı ile yapılan her davranışın işkence olacağını vurguladı.

 

Kürsü konuşmalarıyla devam eden etkinlikte söz alan  TJA sözcüsü Ayşe Gökkan ise açlık grevi direnişçilerine "direnişi bırakın" demenin onların iradesine saygısızlık olacağını belirterek “Tecrit sadece İmralı'da yok, bütün ülkede var" dedi. Dünyada birçok demokratik kitle örgütüne ve temsilciye mektup göndererek durum hakkında bilgilendirme yaptıklarını ve sadece "takip ediyoruz" cevabını aldıklarını söyleyen Gökkan, “Leyla Güven, açlık grevini ilan ettiği, katılmayı reddettiği mahkemede tahliye oldu. Ancak o zamana kadar yapılan her başvuru sonuçsuz kalmıştı. Demek ki bu ülkede tahliye olmak için bile direnmeniz gerekiyor."


 Etkinliğin Filistinli konuğu Addameer Hukuk Birimi Başkanı Avukat Mahmoud Hassan ise Leyla Güven'i ziyaret ettiğini ve Güven'in direnişçi biri olduğunu gördüğünü söyledi. İsrail hapishanelerinde yaşanan tecridi anlatan Hassan, İsrail hapishanelerinde yaşanan zorla besleme işkencesinde 4 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini ve temel taleplerin aile görüşü olduğunu söyledi. Hassan, açlık grevlerinin ancak dışarda gelişecek bir kitle hareketi ile sonuçlanabileceğini kaydetti.

 

Panele telekonferansla bağlanan Güney Afrikalı Barış Aktivisti Ela Gandhi, herkesin direnme hakkı olduğunu, açlık grevi direnişinin insanlarda vicdan uyandırmasını gerektiğini belirterek "Birlikte kazanacağız" dedi.

 Açlık grevi direnişçisi Newroz Bozkurt’un annesi Türkiye Bozkurt ise salonu Kürtçe selamladı. Bozkurt, tecridin yaşarken ölmek olduğunu söyledi ve sessizlik bozulmazsa hapishanelerden cenazelerin çıkmaya başlayacağını aktardı.

  

Leyla'ya Ses Ver imzacılarından Helin Yılmaz ise tarihin kimler kaybedebileceğini ve kaybettiğini yazacağını aktararak "Biz 'yazgımız kazanmaktır' diyecek ve kalanların ölenlere şiir yazmasına izin vermeyeceğiz. Kazanacağız" diye konuştu.

 

DİSK Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ise tecridin sadece Öcalan'a yönelik olmadığını tüm topluma ve işçi sınıfına uygulandığını söyledi. Güvencesiz çalışma ve işsizlik ile tecrit altında olduklarını ve nefes alamadıklarını ifade eden Karabulut, binlerce açlık grevi direnişçisinin sesini 1 Mayıs'a taşıyacaklarını söyledi. Tecridi kırmak için mücadele etmek gerektiğini aktaran Karabulut, herkesi 1 Mayıs'ta buluşmaya çağırdı.