Sığınmacı Kampları: Alevi ve Kürt yerleşmelerini Sünni kolonileriyle kuşatma mühendisliği

14.04.2016

Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Ertuğrul Kürkçü Sivricehüyük'te kurulması planlanan AFAD kampıyla ilgili olarak yaptıkları açıklamada AKP'nin sığınmacı kamplarıyla zorunlu iskan siyasetini hortlattığını anımsatarak, Alevi Kürt yerleşmelerinin ortasına kurulacak Suriyeli sığınmacı kolonilerinin kaçınılmaz olarak mezhep gerilimi üreteceğine dikkat çektiler.

Maraş Alevileri, Kahramanmaraş’ın -“Aşağı Terolar” olarak bilinen- Sivricehüyük köyü yakınında sekiz Alevi köyünün ortasına 27 bin Suriyeli sığınmacının barındırılması amacıyla AFAD tarafından kurulmak istenen mülteci kampına karşı günlerdir direniyor.

Yüzlerce yıldır aynı yerde yaşayagelen, büyük çoğunlukla Alevi inancını benimseyen yörenin otokton halkı birinci sınıf tarım arazilerinin ortasında 360 dönümlük otlak olarak kullanabilecekleri tek alanın iradeleri hiçe sayılarak kamulaştırılmasına karşı çıkıyor; toplam nüfusu 3 bin olan yöreye dışarıdan apansız 10 kat fazla yeni nüfus taşınarak demografik dengenin yıkılmasına itiraz ediyor. Nihayet halk, bölgeye yerleştirilecek olan sığınmacılarla Aleviler arasındaki inanç ve kültür farkları dolayısıyla kendi öz yurtlarında mülteci durumuna düşürülmeleri olasılığından duyduğu rahatsızlığı haykırıyor.

Hükümet ise günlerdir “Burada DAİŞ’çi, cihatçı kampı istemiyoruz” diyerek süre giden direnişe kulak vermediği gibi 11 Nisan Çarşamba günü üç köyden altı direnişçiyi gözaltına alarak demokratik direnişi zorla bastırmaya yöneliyor. Kamp çalışmaları olanca hızıyla devam ediyor.

Yöre halkı yaşam alanlarında kurulacak kampın Ezidileri, Alevileri “katli vacip” olarak gören cihatçı DAİŞ, El Nusra, Ahrar El Şam çetelerinin nüfuzuna ve örgütlenmesine açık olduğunu diğer sığınmacı kamplarında yaşanan deneyimlerden biliyor. 1978 Maraş katliamının acı hatırası yörede hâlâ canlı. Daha da önemlisi bu katliamda canlarına kıyılan aralarında bebeklerin de olduğu kurbanların katilleri hala yargı önüne çıkartılmadı.

Yöre, AFAD kampı olarak seçilirken yörede yaşayanların fikri ve onayının alınmasına ihtiyaç duyulmadı. Ancak, yerel yöneticiler, hatta Valilik dahi seçilen alanın sığınmacı kampı için uygunsuz olduğu düşüncesinde. Öte yandan sığınmacı kampı kurulması planlanan arazinin Büyükşehir Belediyesi Yasası’na göre kamulaştırılmadan önce TOKİ’nin kamp inşaatı için ihaleye çıktığı ifşa edildi. Bütün bu gerçekler halkın, kendi yaşam alanlarına bir sığınmacı kampı kurulmasının bir tesadüf veya hata eseri olmadığı, kampın Alevi halkın yaşam alanına kasten kondurulduğuna dair kuşkularını doğruluyor. Açık ki, AKP hükümeti, Suriyelileri yurdundan eden savaşın başlıca kışkırtıcısı olması yetmiyormuşçasına şimdi de sığınmacıları Alevi-Kürt halkını kendi topraklarından göçertmeye zorlayacak bir iskan siyasetine alet etme peşinde. AKP’nin Suriyeli sığınmacılara yönelik planı Baba Esad'ın Rojava'daki Kürtleri kuşatmaya yönelik “Arap kemeri” uygulaması örneğiyle tıpatıp uyuşuyor. AKP de mezhep egemenliği hırsıyla Alevi-Kürt köylerini herşeyiyle kendisine bağlı kıldığı Sünni sığınmacı kolonileriyle kuşatmaya çalışıyor. AFAD'ın kamp alanı olarak seçtiği diğer mekanlar da bu zihniyetin bir yansıması: AFAD, nüfusun tamamı Alevi olan Malatya’nın Ören beldesi ile gene Alevilerin çoğunlukta olduğu Sivas'ın Zara ilçesinde de yeni sığınmacı kampları inşasına hazırlanıyor.

Sivricehüyük halkı, yurtlarından edilen milyonlarca Suriyeli’ye Türkiye'de  sahip çıkılmasına ve sığınmacılara hak ettikleri konut, sağlık, eğitim ve çalışma imkanı desteğinin sunulmasına asla karşı değil. Tersine, Sivricehüyüklüler onlara uluslararası geçerliği olan mülteci statüsü tanınarak BM Mültecilerin Hukukuna Dair Sözleşme’den tam olarak yararlanmasını istiyorlar. Onların itirazı herşeyleriyle AKP'nin insafına terk edilmiş olan bu kitlelerin kampın hemen yanında 5 bin dönümlük alana kurulması planlanan Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde boğaz tokluğuna çalışacak köleler için bir koloni olmasına; bu kolonide yaşamak zorunda bırakılacak olanların AKP'nin Alevi ve Kürt düşmanı nüfus mühendisliğinin aleti olmasına. AKP'nin hortlattığı zorunlu iskan siyaseti uygulandığı her dönem ve her yerde halka felaketlerden başka bir şey getirmedi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Kızılbaşı, Bektaşisi, Çepnisi, Tahtacısı, Nusayrisiyle Alevilerin tarihsel yaşam alanlarına yönelik AKP mezhepçiliğine karşı omuz omuza mücadelede kararlıdır.

HDK halklarımızın kendi geleceklerini kendileri belirleme hakkını savunmaya devam edecektir.

Gülistan Kılıç Koçyiğit
Ertuğrul Kürkçü
Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri
14 Nisan 2015