HDK KADIN MECLİSİ; TEK ADAM REJİMİNE MECBUR DEĞİLİZ...

09.02.2017

TEK ADAM REJİMİNE MECBUR DEĞİLİZ...

     Biz HDK’li kadınlar olarak bize dayatılan erkek egemenliğine HAYIR demek için örgütleniyoruz . On yıllardır kimliğimiz, bedenimiz, emeğimiz bizimdir diyerek kurduğumuz kadın dayanışması; evde, sokakta, işyerinde erkek egemenliğine karşı özgürlük mücadelemizin sesini daha da yükseltmemizi sağladı. 

 

Biz kadınlar, muhafazakâr dayatmalarla evlere kapatılmaya, çocuk yaşta zorla evlendirilmeye, tacize ve tecavüze uğrayan kadınların ve kız çocuklarının tacizci, tecavüzcü erkeklerle evlendirilmek zorunda bırakılacağı yasa tasarısına karşı sokaklara döküldük ve erkek siyasetin yasalarını geri çektirdik.

    Siyaset erkeklerden ibaret olamaz dedik eşit temsil için eş başkanlık ve eş sözcülüğü örgütledik. Biz kadınlar yeni yaşamı kurma iradesinin öncüleri olma iddiamızı sürdürüyoruz!

 Bedenimiz ve irademiz üzerindeki tahakküme MECBUR DEĞİLİZ...
       Nerede, ne zaman yürüyeceğimize, nasıl giyineceğimize erkeklerin karar vermesini kabul etmiyor, bunu kabul etmemizi isteyen her türlü erkek egemenliğine ve erkek sisteme HAYIR dedik, demeye devam ediyoruz. Bizleri sadece eş ya da anne olarak tanımlayan erkek hukuka ve değerlere karşı aile değil kadınız ve eşit haklara sahibiz diyerek örgütleniyoruz!

 

Emeğimizin sömürülmesine MECBUR DEĞİLİZ...
       Cinsiyetçi istihdam politikalarına karşı yan yana geldik ve düşük ücretli güvencesiz işlere mahkûm olmayı reddettik, reddediyoruz. Eşdeğer emeğe eşit ücret talebini yükseltmeye devam ediyoruz.. Ev işlerini, çocuk bakımını kadın işi addeden erkek egemen sisteme HAYIR diyerek; ev işini erkekler yapsın sermaye kreş açsın dedik, demeye devam ediyoruz.

Bize dayatılanı kabul etmeye MECBUR DEĞİLİZ...
       Devletin boşanma(ma) komisyonlarına ve çevremizdeki erkeklerin tehditlerine rağmen istemediğimiz evliliklere mahkûm olmaya HAYIR demeye devam ediyor, ölümüne direniyoruz. Sudan sebeplerle öldürülen kadınların duyulmaz zannedilen seslerine sahip çıkıyor, erkek yargının katilleri aklayan haksız tahrik indirimlerine HAYIR diyor, bu yasayı kabul etmiyoruz.

 

    



Doğanın katlini izlemeye MECBUR DEĞİLİZ...
       Sözde, devlet yararı, yaşam alanı, enerji, sermaye ve istihdam alanı oluşturmak için doğanın katledilmesine seyirci kalmıyoruz. Birbirimize verdiğimiz değeri doğaya da veriyor; geleceğimiz için doğanın korunmasını vazgeçilmez görüyoruz. Doğadaki canlıların  eğlence ve sermaye aracına dönüştürülmesine HAYIR dedik, demeye devam ediyoruz!
 

Bilimsel olmayan eğitime MECBUR DEĞİLİZ...
       Genç kadınların, çocukların özgür, sorgulayabilen bir eğitim sistemiyle yetişmesini istiyor, eğitimle biat kültürünün geliştirilmesine, cinsiyetçi eğitim sistemine HAYIR diyoruz!

Kutuplaştırılmaya  MECBUR DEĞİLİZ...
Erkek-Devlet aklının ürünü olan, bu anayasa önerisi ile toplum, yine bir kamplaşmaya ve toplumsal kesimleri karşı karşıya getiren çatışmacı, düşmanlaştırıcı bir ortama itilmektedir. Biz kadınlar, barışın ve demokrasinin inşa edilmesi, özgürlük alanlarımızı genişletecek bir toplumsal dönüşümün sağlanması için mücadele ediyor ve referandumda HAYIR diyoruz!

 

Savaş koşullarında yaşamaya MECBUR DEĞİLİZ…
      Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün, yeniden başlayan savaşın, Suriye’de sınır ötesinde süren savaşın, yükselen militarizmin kadınların hayatında onarılmaz yaralar açtığını görüyor, tek adam iktidarını kalıcılaştırmak için savaş politikalarını süreklileştirenlerin başkanlığına ve daimi diktatörlüğüne HAYIR diyoruz…

OHAL’e MECBUR DEĞİLİZ...
      Yapılmak istenen, OHAL gerekçe gösterilerek, toplumun demokrasi talebini engellemek ve demokrasiden yoksun yeni bir sistemin kurulması girişimidir. Bu sistem, bu topraklarda verilen demokrasi ve özgürlük mücadelelerini, kazanımlarını yok sayarak toplumdan yükselen seslere kulaklarını tıkamış bir tavırla gerçekleştirilmek istenmektedir. Böyle bir ortamda yapılacak referandumun şaibeli olacağını, adil bir seçim ortamı oluşturulmadan bu anayasanın meşruiyetinin olmayacağını biliyoruz.


     

 

      Mevcut anayasal sistem içerisinde baskı altına alınan biz kadınlar, keyfi uygulamaların hüküm sürdüğü, kadınlara hiç bir özgürlük alanı açmayan, kadınların mücadele taleplerini, farklı siyasi ve toplumsal talepleri yansıtmayan, yok sayan bu referanduma HAYIR diyoruz.

    

    Biliyoruz ki kadınların, farklı toplumsal kesimlerin, mücadelesi ve kazanımlarının olmadığı, bir yasal dönüşüm toplumsal güvence değil, bir yok ediş yasası olur!
   

     Sömürü ve baskı üzerine inşa edilmiş bu sistemin değiştirilerek, kadınları ve toplumun tamamını daha fazla sömüren ve baskı altına alan bir hale getirilmesini kabul etmiyoruz!
   

     Şimdi bütün siyasal kazanımlarımızı, sokaklardaki seslerimizi, direnişimizin gücünü kırmaya hazırlanan erkek devletin, faşizmi kurumsallaştırmak için önümüze getirdiği referandumda HAYIR diyoruz!

    Barış içinde, Eşit, Şiddetsiz ve Sömürüsüz bir yaşam için HAYIR diyoruz!

KADINLARIN DAYANIŞMASI ‘’HAYIR’’I KAZANACAK !!

        

HAYIR KAZANACAK, KADINLAR KAZANACAK!