'Dink devlet dersinde katledildi, unutmayacağız'

21.01.2014
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 7. yılında Agos Gazetesi önünde on binlerce kişi tarafından anıldı. "Buradayız ahparig" diyen Hrant'ın arkadaşları, sadece Hrant için değil, devlet tarafından katledilen herkes için adalet istedi.

Anma, Taksim'den yürüyüşle başladı. Yürüyüş öncesi Gezi Parkı polis tarafından bariyerlerle kapatılırken, Hrant'ın dostları parkın yan tarafındaki caddede bir araya geldi. Bu yılki anma, "Cinayeti AKP mi cemaat mi işledi" tartışmalarına yanıt olarak, "7 yıl birlikte korudular, birlikte susuyorlar" şiarıyla yapıldı.

Yürüyüşe Dink ailesinin yanı sıra Cumartesi Anneleri, Sevag Balıkçı'nan ailesi, HDP Eşbaşkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, HDP İstanbul Belediye Eşbaşkan Adayı Sırrı Süreyya Önder, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu'nun da aralarında olduğu çok sayıda kurum temsilcisi de katıldı. Ayrıca taraftar grupları da anmaya katılırken, Bandista Hrant için şarkılar çalarak yürüdü.

Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda 1915 soykırımında öldürülen Ermeni aydınlar, askeri birlikte öldürülen Sevag Balıkçı, Ahmet Kaya, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz ile öldürülen Gezi direnişçileri ve 34 Roboskîli köylü de anıldı, herkes için adalet istendi.

Bu yılki açıklamayı Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya okudu. Kaya, "Bizler, 19 Ocak'ta düştük, kanadık. Neredeyse yüz yıl boyunca hayatlarımızda asılı duran ve devletin yüzünü asan bir tartışmayı bitirecek olan insanın da buralardan gidişi üzerinden tam yedi yıl geçti. Bu siyasi cinayetin satrancındaki tüm hamleleri, vezirini, şahını, piyonunu görebiliyoruz artık" sözleriyle konuşmasına başladı.

"İstihbaratıyla, güvenlik birimiyle, medyasıyla artık tanıdığımız korunaklı bir şemsiyenin altında gayet nizami bir cinayet işlediler" diyen Kaya, şöyle devam etti: "Bu intizamlı süreçte, derin yerlerden havalandı kuşlar ve gelip gelip medyanın başlıklarına kondular. Gördük. Okuduk. Zamanın içinden geçerken sabrımızı, metanetimizi, tevekkülümüzü sınadık. Bizler bu sınavı verirken içimizdeki kuşlar göç etti, yapraklarımız döküldü, Ocak ayında karartıldı ocağımız. Adadan uzaklaştı kayığımız ve sustu içimizdeki şarkılar. Kardeşimiz Hrant, bizler, burada olanlar, kardeşlerin ve arkadaşların, tam 7 yıl önce senin ayakkabılarını giydik ve öyle basıyoruz yere. Senin muhteşem aklına soruyoruz şimdi; adalet yere düştüğünde insanlık hangi pusulayla bulur yönünü? Giderek hantallaşıp budanan, hareket alanı kalmamış bir hukukla yola nasıl devam edeceğiz derken, yolumuz parklara düştü. Tarihin zamana boyun eğdiğini gördük, orada aldık senin de selamını, kumru ve serçelerden. 'Gittiler' dediklerimiz parkın ağaçları arasından gülümsüyordu, o uzun gölgeli gençlere ve çocuklara… Resimlerdeki suretleriniz bir dokunuşta ve oracıkta canlanıverdi. İnsanlık ve yurttaşlık adına bir manifesto yazıldı, herkes gördü."

Annelerin evlatlarının kahrından öldüğüne dikkat çeken Kaya, "Acının üzerine tuz eken bu devletin askeri yargısı da sivil yargısı da merhametten ve adaletten yoksundur artık. Bu cümlemizi koyduk orta yere, çünkü evlatlarının kahrından ölüyor artık, Roboskî anneleri. O kahırla öldü Fadime Ayvalıtaş ve Berfo anne. Onların ve Cumartesi Annelerinin bedduası değil, âhı yükseldi gökyüzüne. Bu âhı duyanınız var mı? Bu ah gelip bulacak sizleri, anlamayanınız kaldı mı?" diye sordu.

"KCK davalarından Alevilere, avukatlara, gazetecilere, öğrencilerden, Gezicilere, LGBTİ haklarından tüm insan haklarına, topluma yayılan koku ve korkunun kılavuzu kim?" diye soran Kaya, Gezi direnişinde öldürülen gençleri andı, "Oğul öksüzü yaptınız anne babaları" dedi.

Gülten Kaya, Paris katliamını da hatırlattı, "Bu ülkenin evlatlarına hain pusular kuruldu başka topraklarda, 3 kadın yere düşürülüp omuzlara alındı Fransa topraklarında, unutmak mümkün mü, ne çok ocağı söndürdüğünüzü. Bunların da ahı duruyor orta yerde, bir utanç duyanınız var mı?" diye sordu.

Gezi direnişinde polis saldırısında gözünü kaybeden gençleri de hatırlatan Kaya, "İnsansız uçaklarınızdan insanlara bomba yağdırarak girdiniz çocukların uykularına. Kolunun altındaki sıcak ekmeğine attığınız gaz kapsülünden beri bir hastane odasında uyuyor Berkin Elvan. Halkın cümlesiyle; bunu yapanlara haram olsun uykular" dedi.

Gülten Kaya, şöyle devam etti: "Bomboş retoriğiniz ve yüz yıllık reflekslerinizle adlarımızı dahi unutmamızı istediğinizi bizler nasıl unuturuz? 2014 yılındayız, içinizden tekrar edin lütfen, 2014! Ve komşularımıza kamyonlar dolusu barış demokrasi ve insan hakkı değil, kamyonlar dolusu silah taşıyoruz! Yani, birbirinizin gözlerinin içine bakarak birbirinizi öldürün diyoruz onlara! Bu günahları yıkayacak bir yağmur olmayacak! Böyle bir memleket mi ağartsın yüzümüzü? Bayramı zehir, kandili ışıksız, bahçesi dağılmış, ocağı söndürülmüş günahsız insanların kuşlar gibi vurulduğu bir memleket mi? Ömrümüzü sızlatan tüm kayıplarımızla tarih ve yemin kelimelerini yan yana kullanıyoruz artık. Başka bir adalet yoksa hayatın adaleti tutacak yakalarınızdan biliyoruz. Sözün özü; devletin dürüstlüğünden kuşku duymayan kaldı mı aramızda arkadaşlar? Hrant Dink devlet dersinde katledilmiştir. Hayat ve tarihin bu bahiste bazı cüretkârlara vereceği notu bilelim ve bu dersi hiç unutmayalım. O kadar iyi bilelim ki bu dersi, bu ders onlara dert olsun! Hayat onlara ağu olsun, zehir olsun! Biz burada olanlar ise kahırlarımız ve gülüşlerimizle besleyeceğiz insanlık düşümüzü. Çünkü gülmek, Edip Cansever'in dizesindeki gibi 'Bir halk gülüyorsa güzeldir' bize. Hrant Dink'in anısı bizi ıssızlaştırsa da acısıyla bilgeleşecek, aydınlık aklı ve gülüşüyle güçleneceğiz! Selam olsun halkların kardeşliğine!"

19 Ocak 2014