AKP’nin ‘Demokrasi Paketi’nden cadı avına devam çıktı!

Basına ve Kamuoyuna;

AKP’nin ‘Demokrasi Paketi’nden cadı avına devam çıktı! 2 Ekim sabahı Gezi direnişçilerine dönük Antalya ve Denizli’de gerçekleşen operasyonlarda AKP’nin “Demokrasi Paketi”nden kastının asla demokrasi olmadığı tekrar görüldü. Bu operasyonlarda Gezi eylemlerine ve 12 Eylül protestolarına katılmak gerekçe olarak sunulabildi, gazete ve yayınlara el konuldu. Haziran sesinden, Gezi ayaklanmalarından, Gezi ile Amed’i birleştiren isyanlardan korkan AKP iktidarı, Sonbahar’dan da korktuğunu göstermektedir. Bugüne kadar gerçekleşen operasyonlarda çok sayıda arkadaşımız gözaltına alındı ve tutuklandı. Görmedikleri bir gerçek, bizleri cezaevlerine atarak susturamadıkları, susturamayacaklarıydı.

30 Eylül’de Başbakan Erdoğan’ın kamuoyuyla paylaştığı demokrasi paketi, iktidarın vahim yaklaşımlarını bir kez daha ortaya koymuştur. AKP hükümeti, paketi göz boyamak için kullanmıştır. Paket kapsamında halkların, inanç gruplarının, emekçilerin, LGBTİ’lerin, kadınların, çevrecilerin, engelli bireylerin, gençlerin, ezilenlerin taleplerini görmezden gelmiş, adeta dalga geçmiştir. Müzakere sürecinde barıştan, eşitlikten, özgürlükten ve ezilenlerden yana taleplerini kararlılıkla sunan Kürt Özgürlük Hareketinin bu taleplerine bir cevap olamamıştır. Hükümet paket açıklamasıyla eşit, bilimsel, kamusal ve anadilinde eğitim yerine özel okullarda sadece belli bir kesimin alacağı eğitimi münasip görmüştür. Bu okulların çoğunlukla cemaat okulu olacağı da tartışma götürmez. Paketin açıklandığı saatlerde Batman’da Kürdistan Sağlık Kongresi’nin Kürtçe afişine verilen ceza da gözlerden kaçmamalıdır. Bununla birlikte cezaevlerindeki tutsakların durumuyla ilgili hiçbir düzenleme de pakette yer almamıştır ve rehin konumları sürmektedir. Altını çizerek vurguluyoruz; iktidarları ve devletleri halkların ve gençlerin ortak mücadelesi elbette yenecektir. Bunun farkında olan iktidar korkmakta, göz boyama amacıyla kimi arayışlara girmekte fakat tekçi-asimilasyoncu zihniyetini yenememektedir. Artan saldırıları da yenilgiyi tatmaya başlamasındandır.

“Demokrasi Paketi”nden çıkan Gülsuyu’nda Hasan Ferit Gedik’in AKP’nin desteklediği çetelerce katledilmesi de olmuştur. Çeteleri koruyup kollayanlar bellidir. Kendilerini paketlere saklayamazlar.Çetelerin devrimcilerin, Alevilerin, yurtsever ailelerin yoğun yaşadığı mahallelerdeki örgütlenmeleri aslında bir devlet politikasıdır. Saldırıların arkasında rant ilişkileri söz konusudur. Bu çeteler daha önce KCK iddianamelerinde de karşımıza çıkmışlardı. Bugün de mahalledeki devrimci-demokrat ve yurtsever güçlere kurşun sıkıyorlar. 21 yaşındaki Hasan Ferit, uyuşturucu çetelerinin sıktığı kurşunlarla katledildi. Gökhan Aktaş ise ağır yaralandı, hastanede tedavisi devam ediyor. İstanbul Valiliği Hasan Ferit Gedik’in cenazesinin Armutlu’dan, öldürüldüğü Gülsuyu’na götürülmesine 2 gün boyunca engel olmuştur. Gezi’de her tarafı gaza boğan, elindeki tüm güçleri direnişi kırmak için kullanan iktidar, mahallelerdeki çetelerin aylardır süren saldırılarını önlememiş, seyretmiş ve destek vermiştir.

Ağızlarından “demokrasi” sözcüğünü düşürmeyenler, bir taraftan Gezi operasyonlarına da devam ediyor. Dün Gezi direnişçilerine dönük gerçekleşen HDK Gençlik Meclisi bileşeni Sosyalist Gençlik Dernekleri’ni hedef alan Gezi operasyonlarını kınıyoruz. Bu operasyonlar kapsamında dün akşamüstü saatlerinde HDK Gençlik Meclisi üyesi Murat Sezgin hakkında “arama kararı” olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıp ifadesi alınmak üzere Antalya’ya götürülmüştür. Murat arkadaşımız Gezi sürecinde kimi medya organlarının hedefi olmuş, Taksim Dayanışması üyelerine yönelik gerçekleşen saldırılarda gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyeleri arasında yer almış, tehdit edilmiştir. Murat Sezgin’e yönelik bu gözaltı, hem HDK Gençlik Meclisi’ne hem de Taksim Dayanışması’na yönelik bir saldırıdır. Bizler HDK İstanbul Gençlik Meclisi üyeleri olarak bu saldırıları kınıyor, Gezi operasyonlarına derhal son verilmesini, gözaltıların ve Gezi tutsaklarının serbest bırakılmasını talep ediyoruz! Gezi isyanı, halkların baskıcı iktidara yönelik itirazıdır, halkların öfkesi yargılanamaz! Her muhalif sesi, her demokratik tepkiyi baskılayarak demokrasi gelmez!

Gerçek bir demokrasi için mücadelemizi Hasan Ferit Gedik’in de ısrarıyla sürdürmede kararlıyız! Demokrasinin ve özgürlüğün ancak bu mücadelemizle geleceğine inanıyoruz. Eşit, bilimsel, kamusal ve anadilinde eğitim talebimizde ısrarcıyız ve bunlardan herhangi birinden taviz vermeyeceğimizi de ifade ediyoruz! Son olarak iktidarın baskı ve saldırısının derhal sona ermesi gerektiğini ifade ediyor, gözaltındaki arkadaşlarımızın ve tutuklu arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtiyoruz!

HDK İstanbul Gençlik Meclisi
3 Ekim 2013