15-16 Haziran'ın ışığında emek mücadelesini yükselteceğiz!

Türkiye sınıf mücadelesi tarihine "Türkiye'yi sarsan iki uzun gün" olarak geçen 15-16 Haziran işçi direnişi tarihsel ve güncel önemini koruyor.

15-16 Haziran direnişi, devlet ve sermaye güdümünde bir sendikal hareket yaratma girişimine karşı, sendika seçme özgürlüğü hakkı için başkaldırıdır.

15-16 Haziran direnişinde, 2 gün boyunca fiilen grev yapan işçilerin birçoğu ilk kez sokakla tanışan, devletin baskı ve zor aygıtlarıyla ilk kez karşı karşıya gelen işçilerdi. Yüzlerce fabrikadan yüzbinlerce işçi sokağa taşıp, barikatları aştığında “Türkiye’yi sarsmış” ve meclisten geçen iki antidemokratik yasanın geri çekilmesini sağlamış ve böylece istedikleri sendikada örgütlenme hakkını söküp almışlardı.

Bugün de işçi sınıfı, sermaye ve devlet denetimindeki sendikal yapılara karşı mücadelesini yükseltiyor. Emekçilerin hak ve çıkarlarını korumak bir yana, işçileri denetleyen kurumlara dönüşen geleneksel sendikalara karşı işçilerin tepkisi yakın dönemde Soma' da orta çıkmıştı, şimdi metal işkolunda sürüyor.

Bursa’dan başlayan ve çok sayıda kente, işyerine yayılan, binlerce işçinin katıldığı ve halen devam eden eylemlerin gündemlerinden birisi de, sendikal bürokrasiye karşı, sendika seçme hakkı ve sendika içi demokrasidir. Metal İşçileri, zorla hapsedildikleri, işkolu ve işyeri barajlarıyla güçlendirilen bu hapishanelerden kurtulma mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin diğer işkollarına yansıması da kaçınılmaz görünüyor.

Bundan tam 45 yıl önce işçi sınıfının coşkun akan selini hiçbir güç durduramadı. Bugün de, emekçilerin ve ezilenlerin yükselen mücadelesini hiçbir güç durduramayacaktır.

Bizler Halkların Demokratik Kongresi olarak biliyoruz ki, işkolu ve işyeri barajları ile desteklenen, ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SINIRLAYAN BARAJLARIN yıkılması kaçınılmazdır. 7 Haziran’da yüzde 10 barajını yıkıp deviren ezilenler ve emekçiler şimdi de sendikal barajlarını yıkacaktır.

O barajları yıktıktan sonra da devlet ve patrondan bağımsız; kapalı kapılar ardında toplu sözleşme bağlatmayan; yöneticilerin parasal ayrıcalıklarının olmadığı; tabanın denetimine açık; iş yeri temsilcileri ve delegeleri demokratik seçimle görev başına geçen; erkek egemenliğine, milliyetçi ve şoven ayrımcılığa, sermayenin dizginsiz kâr hırsına karşı mücadeleci bir sendikacılığın inşasını gerçekleştirecektir.

15-16 Haziran 1970’te polis barikatlarını, 7 Haziran 2015’te seçim barajlarını yıkan işçiler, emekçiler, ezilenler insanca yaşanabilir bir dünyanın kurucusu olacaktır.

HDK Emek Meclis

15 Haziran 2015